Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAPUT GİTMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

kâğıt oyununda hiçbir sayı alamamak

KAPUT GİTMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

hiçbir sınavı verememek

KAPUT, -TU : Turkish Turkish

asker paltosu

KAPUT, -TU : Turkish Turkish

otomobil, kamyon gibi motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimde yapılan kapak

KAPUT, -TU : Turkish Turkish

cinsel ilişkilerle geçebilecek hastalıklardan korunmak ya da kadının gebe kalmasını önlemek için erkeklerin kullandığı ince, saydam bir çeşit kılıf, °prezervatif

KAPUT, -TU : Turkish Turkish

ıskambilde hiç el vermeden yenme

KAPUTBEZİ, -Nİ : Turkish Turkish

pamuktan düz dokuma, amerikanbezi

KAPUTLUK : Turkish Turkish

kaput yapmak için kullanılacak (kumaş)

KAPUTLUK : Turkish Turkish

kaputların konulduğu yer

KAR : Turkish Turkish

havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı

KÂR : Turkish Turkish

alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı

KÂR : Turkish Turkish

yarar, °fayda

KÂR : Turkish Turkish

maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark

KÂR : Turkish Turkish

ış

KÂR BIRAKMAK : Turkish Turkish

kazanç getirmek

KÂR ETMEK : Turkish Turkish

kazanç elde etmek, yarar sağlamak

KÂR ETMEK : Turkish Turkish

etki yapmak

KÂR ETMEK : Turkish Turkish

iyi gelmek, etkisi iyi olmak

KAR GİBİ : Turkish Turkish

temiz, beyaz

KÂR HADDİ : Turkish Turkish

kazanç sınırı

KAR HELVASI : Turkish Turkish

pekmez karıştırılmış kar

KÂR KOYMAK : Turkish Turkish

ir şeyin maliyet fiyatı üzerine kâr payını katmak, kazanç koymak

KAR KUYUSU : Turkish Turkish

yazın kullanılmak üzere içinde kar saklanan kuyu

KÂR PAYI : Turkish Turkish

herhangi bir malın maliyet fiyatı üzerine konulan ve satıcıya kalan kazanç

KÂR PAYI : Turkish Turkish

ir işletmenin maliyet giderleri ve zararları çıkarıldıktan sonra kalan net kârın pay belgiti başına düşen bölümü, °temettü hissesi