Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAPORTA : Turkish Turkish

kişinin dış görünümü

KAPORTACI : Turkish Turkish

otomobil kaportalarını onaran usta

KAPORTACILIK : Turkish Turkish

kaporta yapma ya da onarma işi

KAPRİÇYO : Turkish Turkish

çalgı ya da ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça

KAPRİS : Turkish Turkish

geçici, düşüncesizce, değişken istek

KAPRİS YAPMAK : Turkish Turkish

değişken, geçici isteklerde bulunarak huysuzca davranmak

KAPRİSLİ : Turkish Turkish

kaprisi olan

KAPRİSSİZ : Turkish Turkish

kaprisi olmayan

KAPSAM : Turkish Turkish

sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu, °şümul

KAPSAMA : Turkish Turkish

kapsamak eylemi

KAPSAMAK : Turkish Turkish

ıçine almak, sınırları içine almak, °şamil olmak

KAPSAMINA ALMA ( YA DA ALINMA) : Turkish Turkish

içine alma (alınma), °şümullendirme (şümullendirilme)

KAPSAMINI GENİŞLETMEK : Turkish Turkish

(bir şeyin) sınırları içine giren öğeleri genişletmek, şümullendirmek

KAPSAMLI : Turkish Turkish

kapsamı olan

KAPSAMLI : Turkish Turkish

kapsamı geniş olan, şümullü

KAPSAMLILIK : Turkish Turkish

kapsamlı olma durumu

KAPSAYICI : Turkish Turkish

çok şeyi içine alan, kapsayan

KAPSAYICILIK : Turkish Turkish

kapsayıcı olma durumu

KAPSIZ : Turkish Turkish

kabı olmayan

KAPSIZ : Turkish Turkish

kaplanmamış olan

KAPSÜL : Turkish Turkish

şişe kapağı

KAPSÜL : Turkish Turkish

ateşli silahlarda horozun ya da iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça

KAPSÜL : Turkish Turkish

oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde

KAPSÜL : Turkish Turkish

laboratuvarlarda kullanılan yarımküre biçimindeki kap

KAPSÜL : Turkish Turkish

kimi bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk