Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAV GİBİ : Turkish Turkish

kolaylıkla tutuşacak durumda olan ya da kuru ve gevrek

KAVAF : Turkish Turkish

ucuz, özenmeden ve bayağı cins ayakkabı yapan ya da satan esnaf

KAVAF İŞİ : Turkish Turkish

özensiz ve gelişigüzel yapılmış olan

KAVAFLIK : Turkish Turkish

kavaf olma durumu

KAVAFLIK : Turkish Turkish

kavafın işi

KAVAK : Turkish Turkish

söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu kimi türlerinde otuz ya da kırk metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan bir ağaç (populus)

KAVAKÇILIK : Turkish Turkish

kavak yetiştirme işi

KAVAKİNCİRİ, -Nİ : Turkish Turkish

açık mor renkli bir tür incir

KAVAKLIK : Turkish Turkish

kavakları çok olan ya da kavak ağacı yetiştirilen yer

KAVAL : Turkish Turkish

kamıştan yapılan, genellikle çobanların çaldığı, yumuşak sesli, perdeli üflemeli çalgı

KAVAL TÜFEK : Turkish Turkish

namlusu yivsiz tüfek

KAVALCI : Turkish Turkish

kaval yapan, satan ya da çalan kimse

KAVALKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

aldırda olan iki kemikten kalını

KAVALYE : Turkish Turkish

kadına, dansta eş olan ya da bir yerde, toplantıda arkadaşlık eden erkek

KAVALYELİK : Turkish Turkish

kadına dansta ya da bir toplantıda eşlik etme

KAVALYELİK ETMEK : Turkish Turkish

kadına dansta ya da bir toplantıda eşlik etmek

KAVANÇO : Turkish Turkish

yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme

KAVANÇO : Turkish Turkish

değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma

KAVANÇO : Turkish Turkish

ir işi başka birine yükleme, başına sarma

KAVANOZ : Turkish Turkish

topraktan ya da camdan, ağzı geniş, orta ya da ufak boyda kap

KAVANOZ : Turkish Turkish

kavanoz dolusu

KAVANOZ DİPLİ DÜNYA : Turkish Turkish

"boş dünya" anlamında üzülme, acınma sözü

KAVARA : Turkish Turkish

alı alınmış petek

KAVARA : Turkish Turkish

kovanda arıların yemesi için bırakılan bal

KAVARA : Turkish Turkish

gürültü, patırtı