Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAVARACI : Turkish Turkish

gürültücü, yaygaracı

KAVAS : Turkish Turkish

elçilik ya da konsolosluklarda çalışan, özel giysisi olan koruma memuru

KAVAS : Turkish Turkish

anka, patrikhane gibi yerlerde koruyucu

KAVAS : Turkish Turkish

önemli bir orunu ve bu orundaki yöneticiyi koruyan kimse, yasakçı

KAVASLIK : Turkish Turkish

kavas olma durumu ya da kavasın görevi

KAVASYA : Turkish Turkish

acıağaç

KAVAT : Turkish Turkish

muhabbet tellalı, °pezevenk

KAVATA : Turkish Turkish

oyma ağaç kap

KAVATA : Turkish Turkish

sert ve fazla kızarmayan bir domates türü (solanum capsicum grossum)

KAVELA : Turkish Turkish

yelkenin kasa ve halat dikişlerinde, kollar arasını açmak için kullanılan, sivri ağaç ya da demirden yapılmış sert parça

KAVGA : Turkish Turkish

düşmanca davranış ya da sözlerle ortaya çıkan çekişme ya da dövüş, °münazaa: yorgan gitti, kavga bitti

KAVGA : Turkish Turkish

savaş

KAVGA : Turkish Turkish

herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek ya da bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen savaşım, °mücadele

KAVGA BİZİM YORGANIN BAŞINA İMİŞ : Turkish Turkish

aşkaları yüzünden zarar gören kimsenin söylediği söz

KAVGA ÇIKARMAK : Turkish Turkish

kavgaya neden olmak

KAVGA ETMEK : Turkish Turkish

irbiriyle atışmak, dövüşmek

KAVGA KAŞAĞISI : Turkish Turkish

ara bozup kavga çıkartan, kavga arayan kimse

KAVGACI : Turkish Turkish

kavga etmeyi seven, kavga çıkaran (kimse)

KAVGACI : Turkish Turkish

ir amaç uğruna çaba harcayan, savaşım veren (kimse)

KAVGACILIK : Turkish Turkish

kavgacı olma durumu

KAVGALAŞMA : Turkish Turkish

kavgalaşmak eylemi

KAVGALAŞMAK : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok kimse birbiriyle kavga etmek

KAVGALI : Turkish Turkish

kavgayla yapılan ya da içine kavga karışan

KAVGALI : Turkish Turkish

irisiyle kavga ederek darılmış olan, dargın

KAVGASIZ : Turkish Turkish

kavgası olmayan