Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAVRAMAK : Turkish Turkish

her yönünü anlamak, iyice anlamak, tam anlamak

KAVRAMBİLİM : Turkish Turkish

adlardan, anlatımlardan yola çıkılarak bunların belirttiği kavramları inceleyen anlambilimsel araştırma

KAVRAMCI : Turkish Turkish

kavramcılık yanlısı (kimse, görüş)

KAVRAMCILIK : Turkish Turkish

kavramın,onu bildiren sözcükten farklı bir varlık olduğunu ve gerçeğin zihinde bulunmadığını ileri süren öğreti, °konseptualizm

KAVRAMLAŞMA : Turkish Turkish

kavram durumuna gelme

KAVRAMLAŞMAK : Turkish Turkish

kavram durumuna gelmek

KAVRAMLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kavram durumuna getirmek

KAVRAMSAL : Turkish Turkish

kavramla ilgili, kavram niteliğinde olan

KAVRANILMA : Turkish Turkish

kavranılmak eylemi

KAVRANILMAK : Turkish Turkish

kavranmak

KAVRANILMAZ : Turkish Turkish

zihinde oluşturulamayan ya da oluşturulabildiği halde gerçekten böyle bir şeyin var olması usa sığmayan

KAVRANILMAZLIK : Turkish Turkish

kavranılmaz olma durumu

KAVRANMA : Turkish Turkish

kavranmak eylemi

KAVRANMAK : Turkish Turkish

her yönüyle iyice anlaşılmak

KAVRATMAK : Turkish Turkish

kavramasını sağlamak

KAVRAYIŞ : Turkish Turkish

kavrama, anlama, algılama yetisi: kavrayışı güçlü

KAVRAYIŞ : Turkish Turkish

ir algının doğrudan doğruya kavranması

KAVRAYIŞLI : Turkish Turkish

kolayca anlama, algılama yetisi olan

KAVRAYIŞLILIK : Turkish Turkish

kavrayışlı olma durumu

KAVRAYIŞSIZ : Turkish Turkish

kavrayışı olmayan ya da kavrayışı kıt olan

KAVRAYIŞSIZLIK : Turkish Turkish

kavrayışsız olma durumu

KAVRUK : Turkish Turkish

kavrulmuş olan

KAVRUK : Turkish Turkish

yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişmemiş olan

KAVRUK : Turkish Turkish

kurumaya yüz tutmuş (bitki)

KAVRUKLUK : Turkish Turkish

kavruk olma durumu