Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAYAHOROZU, -NU : Turkish Turkish

güney amerika'da yaşayan, erkekleri portakalrenginde, başında tepeliği olan bir kuş (rupicola)

KAYAK : Turkish Turkish

kar, su, çim hatta çölde kum üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, °ski

KAYAK : Turkish Turkish

u aracı kullanarak yapılan spor

KAYAKÇI : Turkish Turkish

kayak yapan sporcu

KAYAKÇILIK : Turkish Turkish

kayakçı olma durumu

KAYAKÇILIK : Turkish Turkish

kayak sporculuğu

KAYAKELERİ, -Nİ : Turkish Turkish

ukalemun

KAYAKORUĞU : Turkish Turkish

ekşi, kara üzüm gibi meyveleri olan, kayalık yerde biten yaban bitkisi

KAYALİFİ, -Nİ : Turkish Turkish

taşpamuğu, °asbest

KAYALIK : Turkish Turkish

kayası çok olan (yer)

KAYAN : Turkish Turkish

kayarak yer değiştiren

KAYAN : Turkish Turkish

yassı, düz, kat kat oluşmuş taş

KAYAN : Turkish Turkish

dağdan inen sel

KAYAR : Turkish Turkish

hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi

KAYARLAMAK : Turkish Turkish

hayvanın eskiyen nallarını onarmak, eskiyen nalın çivilerini yenilemek

KAYARLAMAK : Turkish Turkish

at nalını ya da düven taşlarını yeniden koymak ya da onarmak

KAYARLAMAK : Turkish Turkish

sövmek, °küfretmek

KAYARLATMAK : Turkish Turkish

hayvanı nallatmak

KAYARTO : Turkish Turkish

eşcinsel erkek

KAYARTO : Turkish Turkish

ahlaksız kimse

KAYASA : Turkish Turkish

yara üzerindeki kabuk

KAYASA : Turkish Turkish

yağmur sularının toprak üzerinde oluşturduğu sert tabaka

KAYASALANMAK : Turkish Turkish

kabuk tutmak

KAYATUZU, -NU : Turkish Turkish

doğada billur durumunda bulunan tuz

KAYBETME : Turkish Turkish

kaybetmek eylemi, yitirme