Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAYBETMEK : Turkish Turkish

yitirmek

KAYBETMEK : Turkish Turkish

yenik düşmek, yenilmek

KAYBOLMA : Turkish Turkish

kaybolmak eylemi

KAYBOLMAK : Turkish Turkish

yitmek

KAYBOLMAK : Turkish Turkish

görünür olmaktan çıkmak, görünmez olmak

KAYBOLUŞ : Turkish Turkish

kaybolmak eylemi ya da biçimi

KAYDA DEĞER : Turkish Turkish

önemli

KAYDA GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ilişkili bulunduğu deftere yazmak

KAYDEDİLME : Turkish Turkish

kaydedilmek eylemi

KAYDEDİLMEK : Turkish Turkish

kaydetmek eylemi yapılmak, yazılmak

KAYDETME : Turkish Turkish

kaydetmek eylemi

KAYDETMEK : Turkish Turkish

yazmak, kimi önemli noktaları saptamak

KAYDETMEK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara ya da adını bir deftere geçirmek

KAYDETMEK : Turkish Turkish

anımsamak için yazmak, not etmek

KAYDETMEK : Turkish Turkish

elirtmek, söylemek

KAYDETMEK : Turkish Turkish

sesi ya da resmi manyetik bant üzerine geçirmek

KAYDETMEK : Turkish Turkish

olumlu sonuç almak

KAYDETMEK : Turkish Turkish

sıcaklık, basınç gibi bir niceliğin değişkenliğini saptamak

KAYDETTİRMEK : Turkish Turkish

kaydetmek eylemini yaptırmak, yazdırmak

KAYDIHAYAT, -TI : Turkish Turkish

kaydıhayatla ve kaydıhayat şartıyla sözlerinde "yaşadığı kadar", "yaşadığı sürece" anlamında kullanılır

KAYDIRAK : Turkish Turkish

çocukların oturup kayarak eğlenmeleri için, çocuk bahçelerinde bulundurulan oyun aracı

KAYDIRAK : Turkish Turkish

yassı, kaygan çakıl

KAYDIRAK : Turkish Turkish

öyle bir taşı ayakla kaydırarak çocukların oynadıkları oyun

KAYDIRAK : Turkish Turkish

tomrukların dağdan kolay taşınması için kaydırıldığı yüksek yer

KAYDIRILMA : Turkish Turkish

kaydırılmak eylemi