Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAZI KOZ ANLAMAK : Turkish Turkish

söylenen şeyi çok yanlış anlamak

KAZIBİLİM : Turkish Turkish

tarihöncesi ve eski çağlardan kalma anıtları özellikle tarih ve sanat bakımından inceleyen bilim, °arkeoloji

KAZIBİLİMCİ : Turkish Turkish

kazıbilimle uğraşan kimse, kazıbilim uzmanı, °arkeolog

KAZIBİLİMSEL : Turkish Turkish

kazıbilimle ilgili, °arkeolojik

KAZICI : Turkish Turkish

kazı ya da oyma işi yapan

KAZIK : Turkish Turkish

toprağa çakılmak için hazırlanmış ucu sivri çubuk

KAZIK : Turkish Turkish

direk, sopa

KAZIK : Turkish Turkish

yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan ya da toprak içine giren tahta, maden ya da demirlibetondan silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça

KAZIK : Turkish Turkish

ınsanı üzerine oturtarak öldürdükleri yere dik çakılmış sivri uçlu odun ya da şiş

KAZIK : Turkish Turkish

kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası

KAZIK : Turkish Turkish

güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun

KAZIK : Turkish Turkish

alışverişte aldatılma

KAZIK ATMAK : Turkish Turkish

aldatmak, kazıklamak

KAZIK GİBİ : Turkish Turkish

dimdik ve sert

KAZIK KADAR : Turkish Turkish

kocaman (kimse)

KAZIK KESİLMEK : Turkish Turkish

kaskatı olmak

KAZIK KÖK : Turkish Turkish

havuçta olduğu gibi toprağa dikine giren koni biçiminde kök

KAZIK MARKA : Turkish Turkish

çok pahalı

KAZIK YEMEK : Turkish Turkish

aldatılmak, kazıklanmak

KAZIKA VURMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi yere dikilmiş ucu sivri bir kazığa oturtarak öldürmek

KAZIKÇI : Turkish Turkish

alışverişte aldatan, pahalı mal satan (kimse)

KAZIKÇILIK : Turkish Turkish

alışverişte aldatma, pahalı mal satma

KAZIKLAMA : Turkish Turkish

kazıklamak eylemi

KAZIKLAMAK : Turkish Turkish

ir tarla ya da arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak

KAZIKLAMAK : Turkish Turkish

kazık cezasına çarptırmak