Turkish Turkish
KAZULET, -Tİ : Turkish Turkish
kocaman
KAZURAT, -TI : Turkish Turkish
dışkı
KE : Turkish Turkish
k harfinin adı
KEBAP : Turkish Turkish
doğrudan doğruya ateşte ya da kap içinde susuz olarak pişirilmiş et
KEBAP : Turkish Turkish
kızartma, çevirme ya da kavurma yoluyla hazırlanan her türlü yiyecek
KEBAP : Turkish Turkish
kavrulmuş, kızarmış
KEBAP : Turkish Turkish
yanmış, yanık; büyük bir üzüntü yaşamış
KEBAPÇI : Turkish Turkish
kebap yapıp satan kimse
KEBAPÇI : Turkish Turkish
kebap yenilen ya da satılan yer
KEBAPÇILIK : Turkish Turkish
kebapçı olma durumu
KEBAPLI : Turkish Turkish
kebabı olan, içine kebap konulmuş olan
KEBAPLIK : Turkish Turkish
kebap yapılmaya elverişli, kebap yapılmak için ayrılmış
KEBE : Turkish Turkish
kısa kepenek
KEBE : Turkish Turkish
kaba kumaştan yapılmış ceket, palto aba
KEBERE : Turkish Turkish
gebreotu
KEBİR : Turkish Turkish
üyük, ulu
KEBİR : Turkish Turkish
yaşça büyük, yaşlı
KEBZE : Turkish Turkish
kürekkemiği
KEBZECİ : Turkish Turkish
koyunların kebzesine bakarak gelecekten haber verdiğini ileri süren kimse
KEÇE : Turkish Turkish
yapağı ya da keçi kılının dokunmadan, yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş
KEÇE : Turkish Turkish
u kumaştan yapılmış olan
KEÇE : Turkish Turkish
yere serilen halı, kilim gibi yünlü döşemelik
KEÇE KÜLAH ETMEK : Turkish Turkish
aldatmak, kandırmak
KEÇE KÜLAH OLMAK : Turkish Turkish
ordudan ya da resmi görevden çıkarılmak
KEÇEBENT : Turkish Turkish
yağlı güreşte kispetin paçasıyla baldırı arasına konulan dolak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani