Turkish Turkish
KEÇECİ : Turkish Turkish
keçe yapan ya da satan kimse
KEÇECİLİK : Turkish Turkish
keçe yapma ya da satma işi
KEÇELEME : Turkish Turkish
keçelemek eylemi
KEÇELEMEK : Turkish Turkish
ir nesneye keçe geçirmek
KEÇELEMEK : Turkish Turkish
metal bir yüzeyi keçeyle parlatmak
KEÇELENME : Turkish Turkish
keçelenmek eylemi, keçeleşme
KEÇELENMEK : Turkish Turkish
keçeleşmek
KEÇELEŞEBİLİRLİK : Turkish Turkish
keçe yapımına uygun liflerin özelliği
KEÇELEŞME : Turkish Turkish
keçeleşmek eylemi
KEÇELEŞME : Turkish Turkish
edendeki uyuşukluk
KEÇELEŞMEK : Turkish Turkish
telleri birbirinin içine girip karışarak ayrılmaz olmak
KEÇELEŞMEK : Turkish Turkish
(deri) pürüzlü duruma gelmek, keçe gibi olmak
KEÇELEŞMEK : Turkish Turkish
vücudun bir yeri uyuşup duyarlığı azalmak
KEÇELEŞMEZ : Turkish Turkish
kullanılma sonucu keçeleşmeyen (kumaş, dokuma)
KEÇELEŞTİRME : Turkish Turkish
keçeleştirmek eylemi
KEÇELEŞTİRMEK : Turkish Turkish
keçeleşmesine neden olmak
KEÇELİ : Turkish Turkish
keçesi olan
KEÇELİK : Turkish Turkish
keçe yapımına uygun
KEÇESİNİ SUDAN ÇIKARMAK : Turkish Turkish
güç olan bir işi, durumu yoluna koyarak rahatlamak
KEÇEYİ SUYA ATMAK : Turkish Turkish
ar ve namusu hiçe saymak
KEÇİ : Turkish Turkish
gevişgetirenlerden,eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli evcil hayvan (capra hircus)
KEÇİ : Turkish Turkish
u hayvanın dişisi
KEÇİ : Turkish Turkish
ınatçı
KEÇİ İNADI : Turkish Turkish
ir türlü yumuşamayan inat
KEÇİBOYNUZU GİBİ : Turkish Turkish
işi, emeği çok; verimi az olan şeyler için söylenir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani