Turkish Turkish
DÜŞEY : Turkish Turkish
yerçekimi doğrultusunda olan, °şakuli
DÜŞEY ÇEMBER ( YA DA DÜZLEM) : Turkish Turkish
ir yerin düşeyini sınırlayan çember (ya da düzlem)
DÜŞEYAZMAK : Turkish Turkish
düşecek gibi olmak
DÜŞEYLİK : Turkish Turkish
düşey olma durumu ya da düşey durumda bulunan bir cismin özelliği
DÜŞGELMEK : Turkish Turkish
astlamak, ºtesadüf etmek
DUŞKABİN : Turkish Turkish
ıçinde duş yapılan, duvarları mika, plastik vb. malzemeden, açılıp kapanabilen odacık, duş kabini
DÜŞKÜ : Turkish Turkish
görev ve meslek çalışması dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş, °hobi
DÜŞKÜN : Turkish Turkish
ir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun, °müptela
DÜŞKÜN : Turkish Turkish
yoksulluk, işsizlik, hastalık, sakatlık, yaşlılık nedeniyle gücünü yitirmiş (kimse)
DÜŞKÜN : Turkish Turkish
üyük geçim sıkıntısına düşmüş, maddi bakımdan başkalarına muhtaç (kimse)
DÜŞKÜN : Turkish Turkish
eski değer ve onurunu yitirmiş
DÜŞKÜNEZEN : Turkish Turkish
düşkünlere, zayıflara kendi gücünü göstererek kötü davranan
DÜŞKÜNEZENLİK : Turkish Turkish
düşkünezen olma durumu
DÜŞKÜNLEREVİ, -Nİ : Turkish Turkish
çalışma gücünden yoksun, kazancı olmayan yoksul kimselerin barındırıldığı toplumsal bir yardım kuruluşu, bakımyurdu, °darülaceze
DÜŞKÜNLEŞMEK : Turkish Turkish
düşkün duruma gelmek
DÜŞKÜNLÜK : Turkish Turkish
düşkün olma durumu, °iptila
DÜŞKÜNLÜK : Turkish Turkish
genellikle yapısal olarak sürekli ve aşırı güçsüzlük
DÜŞKÜNLÜK : Turkish Turkish
irine ya da bir şeye duygusal yönü yoğun, değişmez bir tutumla bağlanma
DÜŞLEM : Turkish Turkish
kural, sınır tanımayan imgelem; tasarlama, yaratma yetisi, °fantezi
DÜŞLEMEK : Turkish Turkish
ir şey olmayı, bir şey yapmayı çok istemek, hayal etmek
DÜŞLEMEK : Turkish Turkish
ir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
DÜŞLEMSEL : Turkish Turkish
düşlem özelliği taşıyan, düşlemle ilgili, °fantastik
DÜŞLEMSELLİK : Turkish Turkish
düşlemsel olma durumu
DÜŞMAN : Turkish Turkish
irinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan(kimse), yağı, °hasım
DÜŞMAN : Turkish Turkish
irbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani