Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DURUM ALMAK : Turkish Turkish

elli bir duruş biçimine geçmek

DURUM ALMAK : Turkish Turkish

ir olay karşısında belli bir tavır almak

DÜRÜM DÜRÜM : Turkish Turkish

kıvırarak, silindir biçiminde sararak

DÜRÜM DÜRÜM : Turkish Turkish

sövgü sözü olarak kullanılan dürzü sözcüğünün anlamını pekiştirir

DURUM ORTACI : Turkish Turkish

geniş bir zaman kavramı taşıyan, ad ve sıfat gibi kullanılan ortaç. türkçede bu ortaç
en ekiyle kurulur

DURUM ULACI : Turkish Turkish

eylemin durumunu belirten, niteleyen ulaç, hal ulacı

DÜRÜM YAPMAK : Turkish Turkish

yufkayı dürüm biçiminde sarmak

DÜRÜMLEMEK : Turkish Turkish

(yufkayı) dürüm biçiminde sarmak, dürüm yapmak

DURUMSAL : Turkish Turkish

durumla ilgili

DURUMU BOZULMAK : Turkish Turkish

parasal koşulları kötüleşmek

DURUMU DÜZELMEK : Turkish Turkish

parasal koşulları iyileşmek

DURUMUNDA OLMAK ( YA DA BULUNMAK) : Turkish Turkish

zorunluğunda olmak

DURUP DİNLENMEDEN : Turkish Turkish

arası kesilmeksizin, sürekli olarak

DURUP DURURKEN : Turkish Turkish

gereği ya da nedeni yokken

DURUP DURURKEN : Turkish Turkish

irdenbire, ansızın

DURUŞ : Turkish Turkish

durmak eylemi ya da biçimi

DURUŞMA : Turkish Turkish

davacı ile davalının yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi

DÜRÜST, -TÜ : Turkish Turkish

sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru, onurlu

DÜRÜST, -TÜ : Turkish Turkish

doğru, yanlışsız

DÜRÜST, -TÜ : Turkish Turkish

dürüst, doğru olarak

DÜRÜŞT, -TÜ : Turkish Turkish

sert; gücendirici, kırıcı

DÜRÜSTLÜK : Turkish Turkish

doğruluk

DÜRZİ : Turkish Turkish

suriye'nin havran bölgesinde yaşayan ve kendilerine özgü mezhepleri olan müslüman topluluğun üyesi

DÜRZÜ : Turkish Turkish

ağır bir hakaret ve sövgü sözü olarak kullanılır

DUŞ : Turkish Turkish

temizlik ya da sağaltım amacıyla yüksekten püskürtmek yoluyla su dökünme