Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DURUKSUN : Turkish Turkish

karar veremeyen, °mütereddit

DURULAMA : Turkish Turkish

durulamak eylemi

DURULAMAK : Turkish Turkish

yıkanmış şeyleri duru sudan geçirmek

DURULANMAK : Turkish Turkish

(yıkanmış şeyler) duru sudan geçirilmek

DURULANMAK : Turkish Turkish

(ınsan) yıkandıktan sonra bir daha temiz su dökünmek

DURULAŞMAK : Turkish Turkish

duru bir duruma gelmek

DURULMAK : Turkish Turkish

duru duruma gelmek

DURULMAK : Turkish Turkish

(gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel için) dinmek, sükşn bulmak

DURULMAK : Turkish Turkish

uslanmak, taşkınlığı, aşırılığı kalmamak

DURULMAK : Turkish Turkish

durmak eylemi yapılmak, kalınmak

DÜRÜLMEK : Turkish Turkish

dürmek eylemine konu olmak ya da dürmek eylemi yapılmak, kıvrılmak

DURULTMAK : Turkish Turkish

duru duruma getirmek

DURULTUCU : Turkish Turkish

durultma işleminde kullanılan aygıt

DURULTUCU : Turkish Turkish

durultma işlemini kolaylaştıran madde

DÜRÜLÜ : Turkish Turkish

dürülmüş, kıvrılmış

DURULUK : Turkish Turkish

duru olma durumu

DURULUK : Turkish Turkish

(dil, biçem için) gereksiz öğelerden arınmış olma durumu

DÜRÜLÜŞ : Turkish Turkish

dürülmek eylemi ya da biçimi

DURUM : Turkish Turkish

ir zaman kesiti içinde bir şeyi belirleyen koşulların tümü, °vaziyet, °hal, °keyfiyet, °mevki, °pozisyon

DURUM : Turkish Turkish

ir kişinin fiziksel ve ruhsal niteliği, °hal, °vaziyet

DURUM : Turkish Turkish

ireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri, konum

DURUM : Turkish Turkish

ad soylu sözcüklerin birbirleriyle ve eylemlerle ilişkilerini belirleyen biçim

DURUM : Turkish Turkish

hesap, döküm listesi, °envanter

DÜRÜM : Turkish Turkish

dürme, silindir biçiminde kıvırma

DÜRÜM : Turkish Turkish

yufka ekmeğinin, içine türlü katıklar konularak sarılmış biçimi