Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÜZGÜLÜ : Turkish Turkish

düzgüye uygun, °normal

DÜZGÜN : Turkish Turkish

doğru ve pürüzsüz, °muntazam

DÜZGÜN : Turkish Turkish

eksiksiz ve yerli yerinde, onat, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, °muntazam

DÜZGÜN : Turkish Turkish

kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde

DÜZGÜN : Turkish Turkish

kenar ya da ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)

DÜZGÜN : Turkish Turkish

kadınların, teni pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüzlerine sürdükleri yarı sıvı ya da boyalı krem, °fondöten

DÜZGÜNCÜ : Turkish Turkish

düzgün yapan ya da satan kimse

DÜZGÜNCÜ : Turkish Turkish

gelinin düzgününü süren ve onu süsleyen kadın

DÜZGÜNLÜ : Turkish Turkish

yüzüne düzgün sürmüş olan

DÜZGÜNLÜK : Turkish Turkish

düzgün olma durumu

DÜZGÜSEL : Turkish Turkish

kurallarla, yasalarla ilgili olan, kural, yasa koyan, °normatif

DÜZGÜSÜZ : Turkish Turkish

düzgüye uymayan, düzgüsü olmayan, °anormal

DUZİKO : Turkish Turkish

akı, düz (ii)

DÜZİNE : Turkish Turkish

aynı cinsten olan nesnelerin on iki tanesinin tümü

DÜZİNE : Turkish Turkish

çok

DÜZİNEÇİÇEĞİ : Turkish Turkish

şemsiye biçiminde toplu çiçekleri olan süs bitkisi

DÜZKANATLILAR : Turkish Turkish

uzunluğuna katlanan alt kanatları, az çok sert olan üsttekiler tarafından örtülen, dört kanatlı böcekler takımı

DÜZLEM : Turkish Turkish

üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı

DÜZLEM : Turkish Turkish

üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, °müstevi

DÜZLEM GEOMETRİ : Turkish Turkish

ir düzlem içinde kalan, iki boyutlu olan şekli inceleyen geometri

DÜZLEM KÜRE : Turkish Turkish

düzlemküre

DÜZLEMDEŞ : Turkish Turkish

düzlemleri ortak olan (nokta, doğru vb.)

DÜZLEME : Turkish Turkish

düzlemek eylemi, bir yeri düz duruma getirme, °tesviye

DÜZLEMECİ : Turkish Turkish

sanayide düzleme işini yapan işçi, tesviyeci

DÜZLEMECİ : Turkish Turkish

kuyumculukta metalleri ince plaka haline getiren kişi