Turkish Turkish
DÜZELTİCİ : Turkish Turkish
düzeltme eylemini yapan
DÜZELTİCİ : Turkish Turkish
düzeltmen, °musahhih
DÜZELTİCİ JİMNASTİK : Turkish Turkish
yaşama ve çalışma koşullarının etkisiyle oluşan vücut bozukluk ve aksaklıklarını önlemek ya da gidermek için uygulanan özel beden eğitimi türü
DÜZELTİCİLİK : Turkish Turkish
düzeltici olma durumu, düzelticinin görevi, musahhihlik
DÜZELTİLİŞ : Turkish Turkish
düzeltilmek eylemi ya da biçimi
DÜZELTİLMEK : Turkish Turkish
düzeltmek eylemine konu olmak ya da düzeltmek eylemi yapılmak
DÜZELTİM : Turkish Turkish
daha iyi bir duruma getirmek için yapılan düzeltme, °reform
DÜZELTME : Turkish Turkish
düzeltmek eylemi, °tashih
DÜZELTME : Turkish Turkish
eform, °ıslahat
DÜZELTME : Turkish Turkish
düzelti
DÜZELTME ( YA DA UZATMA) İMİ (İŞARETİ). : Turkish Turkish
kalın ünlülerle birlikte bulunan g, k seslerini ince okutmak ya da yabancı sözcüklerde uzun okunması gereken ünlüleri belirtmek için kullanılan (^) iminin adı, şapka
DÜZELTMEK : Turkish Turkish
düzgün duruma getirmek
DÜZELTMEK : Turkish Turkish
ozukluğunu gidermek, onarmak
DÜZELTMEK : Turkish Turkish
yanlıştan kurtarmak, yanlışsız duruma getirmek, ºtashih etmek
DÜZELTMEK : Turkish Turkish
ir zorluğu, anlaşmazlığı gidermek
DÜZELTMEK : Turkish Turkish
esmi işlemde yanlışlığı gidermek
DÜZELTMEN : Turkish Turkish
dizilmekte olan bir yapıtın provalarını düzeltmeyle görevli kimse, düzeltici, °musahhih
DÜZELTMENLİK : Turkish Turkish
düzeltmenin işi
DÜZEM : Turkish Turkish
ir bileşiğe ya da bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi, °dozaj
DÜZEMEK : Turkish Turkish
herhangi bir karışımı istenilen orana göre hazırlamak, düzemini belirlemek
DÜZEN : Turkish Turkish
elli yöntemi ilke ya da yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, °nizam, °sistem
DÜZEN : Turkish Turkish
soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir ereğe, bir amaca göre sıralanması
DÜZEN : Turkish Turkish
yerleştirme, °tertip
DÜZEN : Turkish Turkish
ir devletin bellibaşlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, °rejim
DÜZEN : Turkish Turkish
toplumsal bir yapı içinde öğelerin bütüne, bütünün öğelere ve öğelerin birbirlerine göre ilişkilerinin tümü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani