Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÜZ : Turkish Turkish

ıçinde anason, sakız gibi kokulu maddeler olmayan üzüm rakısı, °duziko

DÜZ AYAK : Turkish Turkish

düzayak

DÜZ DUVARA TIRMANMAK : Turkish Turkish

çok yaramaz çocuklar için kullanılır

DÜZ KANATLILAR : Turkish Turkish

düzkanatlılar

DÜZ TABAN : Turkish Turkish

düztaban

DÜZ TÜMLEÇ : Turkish Turkish

yalın durumda bulunan tümleç

DÜZ ÜNLÜ : Turkish Turkish

dudakların gerilip düzleşmesiyle oluşan ünlü

DÜZ YAZI : Turkish Turkish

düzyazı

DÜZANLAM : Turkish Turkish

ir sözcüğün değişmez, nesnel, temel, birincil anlamı

DÜZAYAK : Turkish Turkish

ıçinde merdiveni ya da inilip çıkılacak bölümü olmayan (ev, yol)

DÜZBASKI : Turkish Turkish

kalıp izlerini önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye yarayan çift kopyalı baskı yöntemi, °ofset

DÜZCE : Turkish Turkish

oldukça düz, düze yakın

DÜZE : Turkish Turkish

doz

DÜZE ÇIKMAK : Turkish Turkish

sıkıntılı bir durumdan kurtulmak

DÜZE İNMEK : Turkish Turkish

eşkıyalıktan vazgeçmek

DÜZEÇ : Turkish Turkish

ir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç, °tesviye aleti

DÜZEÇ : Turkish Turkish

kabarcıklı düzeç

DÜZEÇLEME : Turkish Turkish

aynı düzeye getirme, yüzey ayrımlarını ölçme, °tesviye

DÜZEÇLEME : Turkish Turkish

ir yerin değişik noktalardaki yükseltisini, belli bir yatay düzleme göre (deniz yüzeyi) belirlemek için yapılan işlemlerin tümü

DÜZELMEK : Turkish Turkish

düz duruma gelmek, düzleşmek

DÜZELMEK : Turkish Turkish

kötü, bozulmuş bir durumdayken düzenli duruma gelmek

DÜZELMEK : Turkish Turkish

(hava için) soğuk ve yağış azalmak

DÜZELMEK : Turkish Turkish

(sayrı için) ıyi olmak

DÜZELTİ : Turkish Turkish

düzeltmek eylemi, °tashih

DÜZELTİ : Turkish Turkish

asılmakta olan bir yapıtın provaları üzerinde özel düzeltme imleriyle yanlışları gösterme