Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EBLEH : Turkish Turkish

akılsız, budala, alık

EBLEHLEŞMEK : Turkish Turkish

eblehe benzemek

EBONİT, -Tİ : Turkish Turkish

elli orandaki kauçukla kükürtün işlenmesinden elde edilen plastik madde

EBRU : Turkish Turkish

kâğıt süslemeciliğinde kitre ve kola gibi yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neftyağıyla sulandırılmış yağlıboya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs

EBRU : Turkish Turkish

kaş

EBRU EBRU : Turkish Turkish

dalga dalga kırmızı (yanak)

EBRUCU : Turkish Turkish

enkleri karıştırarak süs kâğıtları üzerine ebru yapan sanatçı

EBRUCULUK : Turkish Turkish

ebru yapma sanatı, ebrucunun işi

EBRULAMA : Turkish Turkish

ebru yapma

EBRULAMAK : Turkish Turkish

ebru yaparak boyamak

EBRULİ : Turkish Turkish

üzerinde değişik renkler bulunan

EBRULU : Turkish Turkish

üzerine ebru yapılmış (kâğıt, kumaş)

EBUCEHİLKARPUZU, -NU : Turkish Turkish

kabakgillerden, elma büyüklüğündeki meyvesi çok acı ve iç sürdürücü bir bitki, acıhıyar, acıelma, ithıyarı (citrullus colocynthis)

EBÜLYOSKOP, -PU : Turkish Turkish

cisimlerin kaynama sıcaklığını saptamaya yarayan aygıt

EBUSUUT EFENDİNİN TORUNU : Turkish Turkish

eskiye çok bağlı, tutucu olanlar için kullanılır

ECDAT : Turkish Turkish

dedeler, atalar, °cet

ECE : Turkish Turkish

kraliçe

ECEL : Turkish Turkish

yaşamın sonu, ölüm zamanı

ECEL AMAN VERİRSE : Turkish Turkish

ömür yeterse, ölmezsem

ECEL BEŞİĞİ : Turkish Turkish

çok tehlikeli taşıt ya da geçit

ECEL GELDİ CİHANA BAŞ AĞRISI BAHANE : Turkish Turkish

ölümün herkes için kaçınılmaz bir olay olduğunu anlatır

ECEL TERİ DÖKMEK : Turkish Turkish

çok korkmak, çok sıkılmak ya da bunalım geçirmek

ECELİ GELEN KÖPEK CAMİ DUVARINA SİYER ( YA DA İŞER) : Turkish Turkish

herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse kötü sonucuna katlanır

ECELİ GELMEK : Turkish Turkish

ölümü ya da yok olması kaçınılmaz duruma gelmek

ECELİNE SUSAMAK : Turkish Turkish

ölmek istermiş gibi tehlikeli işlere girişmek