Turkish Turkish
ECELİYLE ÖLMEK : Turkish Turkish
olağan sayılan herhangi bir biçimde ölmek
ECHEL : Turkish Turkish
çok cahil, çok bilgisiz
ECİNNİ : Turkish Turkish
cin
ECİR SABIR DİLEMEK : Turkish Turkish
aşsağlığı dilemek
ECİR, -CRİ : Turkish Turkish
sevap
ECİR, -CRİ : Turkish Turkish
ücret
ECİR, -CRİ : Turkish Turkish
ücretle çalışan kimse
ECİŞ BÜCÜŞ : Turkish Turkish
hiçbir yeri düzgün olmayan, çirkin bir biçim almış bulunan, eğri büğrü, çarpık çurpuk
ECNEBİ : Turkish Turkish
aşka devlet uyruğunda olan (kimse), yabancı
ECNEBİ : Turkish Turkish
(ad tamlamalarında) başka devlet
ECNEBİLİK : Turkish Turkish
yabancı olma durumu
ECZA : Turkish Turkish
kimyasal yollarla elde edilen, ilaç yapmaya yarayan ya da sanayide türlü işlerde kullanılan maddelerin genel adı
ECZA DOLABI : Turkish Turkish
ilaç dolabı
ECZACI : Turkish Turkish
ılaç yapan ya da hazır ilaçları satan diplomalı kimse
ECZACI KALFASI : Turkish Turkish
eczacı yardımcısı
ECZACILIK : Turkish Turkish
ılaçların hazırlanmasıyla uğraşan uygulamalı bilim
ECZACILIK : Turkish Turkish
eczacının mesleği ya da görevi
ECZALI : Turkish Turkish
kimyasal maddeyle kaplanmış, karıştırılmış, işlem görmüş
ECZALI PAMUK : Turkish Turkish
steril duruma getirilmiş pamuk
ECZANE : Turkish Turkish
ılaçların yapıldığı ve satıldığı yer
EDA : Turkish Turkish
davranış, tavır
EDA : Turkish Turkish
naz, işve
EDA : Turkish Turkish
anlatış yolu
EDA : Turkish Turkish
verme, ödeme
EDA : Turkish Turkish
(namaz için) kılma, yerine getirme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani