Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EDİLGİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

etkisiz duruma getirmek, pasifleştirmek

EDİLGİNLİK : Turkish Turkish

edilgin olma durumu

EDİLMEK : Turkish Turkish

etmek eylemine konu olmak, yapılmak

EDİM : Turkish Turkish

dil yetisinin (edincin) dil kullanımıyla gerçekleşmesi

EDİM : Turkish Turkish

yapılmış, gerçekleşmiş iş, eylem, °amel, °fiil

EDİM : Turkish Turkish

ınsan bilinç ve eyleminin tek tek davranışları, eylemi

EDİM : Turkish Turkish

elirli bir iş durumuyla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış

EDİM : Turkish Turkish

alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, °ivaz

EDİMBİLİM : Turkish Turkish

dil kullanımını, insanla ilgili bilimlerle diğer bağlantılı olarak inceleyen dilbilim yaklaşımı

EDİMSEL : Turkish Turkish

edim niteliğinde olan, gerçek olarak var olan, eylemsel, °fiili, °aktüel, "gizli ve tasarılı" karşıtı

EDİMSELCİLİK : Turkish Turkish

geçmiş yerbilimsel olayların bugünkülere bakılarak açıklanabileceğini ileri süren öğreti, °aktüalizm

EDİNÇ : Turkish Turkish

edinilen şey ya da şeyler, °müktesebat

EDİNÇ : Turkish Turkish

konuşan ve dinleyenin dil bilgisi, bireyin tümce üretme ve anlama yeteneği, karşı edim

EDİNİLMEK : Turkish Turkish

edinmek eylemi yapılmak

EDİNİM : Turkish Turkish

ir şeyi kazanma, sahip olma, kazanma, °iktisap

EDİNİM : Turkish Turkish

dil kazanımı; dilin öğrenim görmeden kazanımı

EDİNME : Turkish Turkish

edinmek eylemi, kazanma, °iktisap

EDİNMEK : Turkish Turkish

kendini (bir şeye) iye kılmak, kendine sağlamak, °iktisap etmek

EDİNSEL : Turkish Turkish

sonradan edinilmiş olan

EDİNTİ : Turkish Turkish

öğrenilerek elde edilen, kazanılan şey

EDİP : Turkish Turkish

yazınla uğraşan, yazınsal yapıt veren kimse, yazar, edebiyatçı

EDİSYON : Turkish Turkish

asım

EDİTÖR : Turkish Turkish

asıcı, yayımcı, °naşir, °tabi

EDİTÖRLÜK : Turkish Turkish

asıcılık, yayımcılık

EDNA : Turkish Turkish

çok aşağı, en alt düzeyde, çok alçak