Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EFENDİ GİBİ YAŞAMAK : Turkish Turkish

sıkıntısız, varlık içinde yaşamak

EFENDİCE : Turkish Turkish

efendi gibi, efendiye yaraşır (biçimde)

EFENDİDEN BİR ADAM : Turkish Turkish

terbiyeli, kibar ve ağırbaşlı kimse

EFENDİLİK : Turkish Turkish

efendi olma durumu, efendiye yakışır davranış

EFENDİM : Turkish Turkish

ir sesleniş karşısında "buradayım" anlamında kullanılır

EFENDİM : Turkish Turkish

anlaşılmayan bir sözü yineletmek ya da karşısındakinin ne düşündüğünü sormak için söylenir

EFENDİM : Turkish Turkish

nezaket ya da saygı için söze katılır

EFENDİM NEREDE, BEN NEREDE? : Turkish Turkish

"ben ne diyorum, siz ne anlıyorsunuz" anlamında kullanılır

EFENDİME SÖYLEYEYİM : Turkish Turkish

söz söylerken gerekli sözcüğü bulamayan bir kimsenin kullandığı bir söz

EFİL EFİL : Turkish Turkish

saç, giysi gibi hafif şeylerin rüzgârda dalgalanmasını belirtir, ifil ifil

EFİL EFİL EFİL EFİL ESMEK : Turkish Turkish

yazın rüzgâr yavaş yavaş, serin serin esmek

EFİL EFİL EFİL EFİL ETMEK : Turkish Turkish

üzgârda dalgalanmak

EFİLEMEK : Turkish Turkish

korku ya da sevinç etkisiyle yürek çarpmak

EFKÂR : Turkish Turkish

düşünceler, fikirler

EFKÂR : Turkish Turkish

tasa, kaygı

EFKÂR BASMAK : Turkish Turkish

tasalanmak, kaygılanmak

EFKÂR DAĞITMAK : Turkish Turkish

sıkıntıyı gidermek, üzüntüden uzaklaşmak

EFKÂR ETMEK : Turkish Turkish

efkârlanmak

EFKÂRIUMUMİYE : Turkish Turkish

kamuoyu

EFKÂRLANDIRMAK : Turkish Turkish

düşürmek, tasalandırmak

EFKÂRLANMAK : Turkish Turkish

tasalanmak, kaygılanmak, üzülmek

EFKÂRLI : Turkish Turkish

tasalanmış, tasalı, kaygılı

EFLAK, -Kİ : Turkish Turkish

gökler

EFLAKE SER ÇEKMEK : Turkish Turkish

çok yüksek olmak

EFLATUN : Turkish Turkish

açık mor renk