Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EĞRELTİ : Turkish Turkish

eğreltiotu

EĞRELTİOTU, -NU : Turkish Turkish

eğreltiotugillerden, kumlu yerlerde yetişen, hekimlikte bağırsak kurtlarını düşürmek için kullanılan bir bitki (nephrodium filix mas)

EĞRELTİOTUGİLLER : Turkish Turkish

damarlı çiçeksizlerden, örneği eğreltiotu olan bir bitki topluluğu

EĞRETİ : Turkish Turkish

elirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, °muvakkat

EĞRETİ : Turkish Turkish

geri verilmek üzere alınmış olan, °emanet

EĞRETİ : Turkish Turkish

takma

EĞRETİ : Turkish Turkish

ıyi yerleşmemiş, yerini bulmamış

EĞRETİ : Turkish Turkish

uyumsuz, yakışmamış

EĞRETİ ALMAK : Turkish Turkish

ödünç almak

EĞRETİ ATA BİNEN TEZ İNER : Turkish Turkish

ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çoğu kez yürütülemez

EĞRETİ KUYRUK TEZ KOPAR : Turkish Turkish

temeli olmayan işlere güvenilmez

EĞRETİ OTURMAK : Turkish Turkish

ir yerde çok kısa süre oturmak, ilişmek

EĞRETİ VERMEK : Turkish Turkish

ödünç vermek

EĞRETİLEME : Turkish Turkish

ir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını kullanma, °istiare

EĞRETİLİK : Turkish Turkish

eğreti olma durumu

EĞRETİYE ALMAK : Turkish Turkish

ir yapının alt bölümünü onarmak için üstünü destekler üzerinde durdurmak

EĞRİ : Turkish Turkish

doğru, düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık

EĞRİ : Turkish Turkish

yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, °mukavves

EĞRİ : Turkish Turkish

yatay ya da düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, °mail

EĞRİ : Turkish Turkish

yalnış

EĞRİ : Turkish Turkish

ir olayın yeğinliğindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi

EĞRİ : Turkish Turkish

ve s. mat. doğru olmayan (çizgi, yüzey), °münhani

EĞRİ BAKMAK ( YA DA EĞRİ GÖZLE BAKMAK) : Turkish Turkish

kötü düşünceyle bakmak

EĞRİ BÜĞRÜ : Turkish Turkish

yer yer eğrilmiş ve bükülmüş olan, çarpık çurpuk

EĞRİ BÜĞRÜ : Turkish Turkish

kötü, yanlış, çarpık çurpuk