Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EĞRİ GEMİ DOĞRU SEFER : Turkish Turkish

kullanılan araç yetersiz ama, yapılan iş isteğe uygun

EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞALIM : Turkish Turkish

irisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz

EĞRİ SÖZ : Turkish Turkish

kötüleme sözü

EĞRİ YÜZ ( YA DA ÇEHRE) : Turkish Turkish

aksi, sert (surat)

EĞRİCE : Turkish Turkish

az eğri olan

EĞRİLCE : Turkish Turkish

üvelek

EĞRİLİ : Turkish Turkish

eğrisel

EĞRİLİK : Turkish Turkish

eğri olma durumu

EĞRİLME : Turkish Turkish

eğri duruma gelme

EĞRİLMEK : Turkish Turkish

eğri duruma gelmek, biçimi bozulmak

EĞRİLTMEK : Turkish Turkish

eğri duruma getirmek

EĞRİM : Turkish Turkish

urgaç

EĞRİÖLÇER : Turkish Turkish

kağıt üzerindeki eğri çizgilerin uzunluğunu ölçen araç

EĞRİSEL : Turkish Turkish

eğri çizgilerden oluşmuş, eğriyle ilgili

EĞRİSİ DOĞRUSUNA GELMEK : Turkish Turkish

olmayacak gibi görünen bir iş, bir girişim, rastlantı sonucu olumlu bitmek

EĞRİTABAK : Turkish Turkish

tropikal bölgelerde yetiştirilen birçok türü olan süs bitkisi

EĞRİTMEK : Turkish Turkish

eğriltmek

EĞSİ : Turkish Turkish

ucu yanmış odun, köseği

EĞSİNİM : Turkish Turkish

güçlü, sürükleyici, belirli yönde eyleme vardıran eğilim

EGZEMA : Turkish Turkish

mayasıl

EGZERSİZ : Turkish Turkish

alıştırma, °idman

EGZERSİZ YAPMAK : Turkish Turkish

alıştırma yapmak

EGZİSTANSİYALİST, -Tİ : Turkish Turkish

varoluşçu

EGZİSTANSİYALİZM : Turkish Turkish

varoluşçuluk

EGZOGAMİ : Turkish Turkish

dışevlilik