Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ERİMEK : Turkish Turkish

(şiş, ur için) küçülmek, yok olmak

ERİMEK : Turkish Turkish

çok zayıflamak

ERİMEK : Turkish Turkish

(bir toplum, topluluk vb. için) bir başka topluluğun içinde özümlenmek,asimile olmak

ERİMEK : Turkish Turkish

utancından çok sıkılmak

ERİMEK : Turkish Turkish

yok olmak, bitmek, tükenmek

ERİMEZ : Turkish Turkish

erimeyen (madde)

ERİMEZLİK : Turkish Turkish

ir maddenin erimeme özelliği

ERİN : Turkish Turkish

döl verme yetkinliğine eren, °baliğ

ERİNÇ : Turkish Turkish

hiçbir eksiği, hiçbir üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, °rahat, °huzur

ERİNCEK : Turkish Turkish

üşenen, tembel

ERİNÇLİ : Turkish Turkish

erinci olan, huzurlu, rahat

ERİNÇSİZ : Turkish Turkish

erinci olmayan, huzursuz, rahatsız

ERİNLİK : Turkish Turkish

erin olma durumu, °buluğ

ERİNMEK : Turkish Turkish

üşenmek

ERİR : Turkish Turkish

eriyebilen (madde)

ERİR : Turkish Turkish

çözünür

ERİRLİK : Turkish Turkish

eriyebilme niteliği ya da derecesi

ERİŞ : Turkish Turkish

dokuma tezgâhlarında uzunluğuna atılan ip, arış, çözgü

ERİŞİLMEK : Turkish Turkish

erişmek eylemi yapılmak, ulaşılmak, yetişilmek

ERİŞİLMEZ : Turkish Turkish

erişilmesi, ulaşılması güç ya da olanaksız olan yer

ERİŞİLMEZ : Turkish Turkish

ir kimsenin ulaşamayacağı, gerçekleştiremeyeceği (düş, tasarı vb.)

ERİŞİLMEZ : Turkish Turkish

toplumsal ya da bireysel konumu nedeniyle ilişki kurulması olanaksız olan (kişi)

ERİŞİLMEZLİK : Turkish Turkish

erişilmez, ulaşılmaz bir kimsenin ya da nesnenin durumu

ERİŞİM : Turkish Turkish

erişmek eylemi

ERİŞİM : Turkish Turkish

elli iki yer arasında gidip gelebilme, ulaşım, °muvasala