Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ERENLERİN SAĞI SOLU OLMAZ : Turkish Turkish

cana yakın kişilerin kimi yersiz davranışları, bilerek yapılmadığı için hoş karşılanmalıdır

ERENLERİN SAĞI SOLU OLMAZ : Turkish Turkish

tutarsız kişiler için kullanılır

ERG, -Gİ : Turkish Turkish

cgs sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 cm. hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi

ERG, -Gİ : Turkish Turkish

üyük sahra'da kumullarla örtülü bölge

ERGANUN : Turkish Turkish

org

ERGEN : Turkish Turkish

ergenlik çağında olan

ERGEN : Turkish Turkish

henüz evlenmemiş, erden, °bekâr

ERGEN OLMAK : Turkish Turkish

evlenecek çağa girmek

ERGENCELİK : Turkish Turkish

ergenlik sivilcesi

ERGENE : Turkish Turkish

maden yeri

ERGENE KARI BOŞAMAK KOLAY : Turkish Turkish

ir işin içinde olmayanların o işteki güçlükleri küçümsediklerini anlatır

ERGENLEŞME : Turkish Turkish

ergenleşme çağına gelme

ERGENLEŞMEK : Turkish Turkish

ergenlik çağına gelmek

ERGENLİK : Turkish Turkish

cinsel organların fizyolojik gelişme-siyle başlayan, erinlikle yetişkinlik arasındaki dönem

ERGENLİK : Turkish Turkish

çocukluk çağından yetişkinlik çağına geçen kimselerin yüzünde çıkan sivilceler

ERGİ : Turkish Turkish

ıyi bir şeye erişme durumu, °mazhariyet

ERGİME : Turkish Turkish

ergimek eylemi

ERGİME ISISI : Turkish Turkish

ir katının sıvı durumuna geçmesi için verilmesi gereken ısı

ERGİME NOKTASI : Turkish Turkish

ir katının katı durumdan sıvı duruma geçmeye başladığı ve ergime sona erene kadar koruduğu sıcaklık

ERGİMEK : Turkish Turkish

katı durumdan sıvı duruma geçmek

ERGİMİŞ : Turkish Turkish

isı etkisiyle sıvı durumuna gelmiş (madde)

ERGİMİŞ MADEN : Turkish Turkish

sıvı duruma gelmiş maden

ERGİN : Turkish Turkish

olmuş, yetişmiş, kemale ermiş

ERGİN : Turkish Turkish

haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan (kimse), °reşit

ERGİNLEME : Turkish Turkish

erginlemek eylemi