Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EVLENDİRMEK : Turkish Turkish

evlenmesini sağlamak

EVLENİŞ : Turkish Turkish

evlenmek eylemi ya da biçimi

EVLENME : Turkish Turkish

evlenmek eylemi, °izdivaç

EVLENMEK : Turkish Turkish

erkekle kadın, aile kurmak için yasaca birleşmek, °izdivaç etmek

EVLENMEK : Turkish Turkish

ev sahibi olmak

EVLENMEK BARKLANMAK : Turkish Turkish

evlenerek bir aile kurmak

EVLENSEK : Turkish Turkish

tekrar evlenmek isteyen (dul erkek)

EVLERDEN IRAK ( YA DA UZAK) : Turkish Turkish

ölüm ya da kötü bir durumdan söz edilirken dinleyenlerin aynı durumla karşılaşmamalarını dilemek için söylenir

EVLERE ŞENLİK : Turkish Turkish

eğenilmeyen, olumsuz karşılanan bir durum, bir davranış karşısında alay yollu söylenir

EVLEVİYETLE : Turkish Turkish

öncelikle, haydi haydi

EVLİ : Turkish Turkish

evlenmiş bulunan (kadın ya da erkek)

EVLİ : Turkish Turkish

herhangi bir sayıda ev bulunan (yer)

EVLİ : Turkish Turkish

evi olan

EVLİ BARKLI : Turkish Turkish

evlenmiş, çocukları olan (kimse)

EVLİ EVİNE KÖYLÜ KÖYÜNE : Turkish Turkish

artık dağılalım, herkes evine, işine gitsin

EVLİK : Turkish Turkish

herhangi bir sayıda evi olan, hanelik

EVLİLİK : Turkish Turkish

evli olma durumu

EVLİLİK BİRLİĞİ : Turkish Turkish

eşler ve çocuk ya da çocuklardan oluşan topluluk

EVLİLİKDIŞI : Turkish Turkish

yasal olmayan, yasaya uygun olmayan, °gayri meşru

EVLİYA : Turkish Turkish

erenler, ermişler, veliler

EVLİYA : Turkish Turkish

yatır

EVLİYA GİBİ : Turkish Turkish

uysal çok iyi ahlaklı kimse

EVLİYALIK : Turkish Turkish

ermişlik

EVLİYAOTU, -NU : Turkish Turkish

aklagillerden, hayvanlara yedirilmek için ekilen bir bitki, eşekotu (onobrychis)

EVRAK, -KI : Turkish Turkish

esmi yazı, belge