Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FİLETO : Turkish Turkish

kasaplık hayvanların sırtında, dikensi çıkıntı boyunca iki yandaki et

FİLFARESİ, -Nİ : Turkish Turkish

memeliler sınıfından, burun bölümü hortum gibi uzun olan, uzun kuyruklu, kanguru gibi sıçrayabilen bir hayvan (macroscelides proboscideus)

FİLGİLLER : Turkish Turkish

memeliler sınıfının hortumlular takımının bir familyası

FİLHAKİKA : Turkish Turkish

gerçekten, doğrusu, °hakikaten

FİLİBİT : Turkish Turkish

- flebit

FİLİGRAN : Turkish Turkish

kimi kâğıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi, resim ve yazı gibi biçimler

FİLİGRANLI : Turkish Turkish

filigranı olan

FİLİK : Turkish Turkish

tiftik keçisi

FİLİK : Turkish Turkish

tiftik keçisinin ince uzun, yumuşak, parlak tüyü

FİLİKA : Turkish Turkish

gemilerde bulundurulan sandal

FİLİKACI : Turkish Turkish

filikalara bakmakla görevli kimse

FİLİNTA : Turkish Turkish

namlusu kısa, bir tür küçük tüfek

FİLİNTA : Turkish Turkish

güzel, yakışıklı

FİLİNTA GİBİ : Turkish Turkish

genç, ince uzun boylu, çevik, yakışıklı (kimse)

FİLİPİNLİ : Turkish Turkish

filipin adaları halkından ya da bu halkın soyundan olan (kimse)

FİLİSTİNLİ : Turkish Turkish

filistin halkından ya da bu halkın soyundan olan (kimse)

FİLİZ : Turkish Turkish

yeni sürmüş körpe ve küçük dal ya da yaprak, sürgün

FİLİZ : Turkish Turkish

ocaktan çıkarılan işlenmemiş maden bileşiği

FİLİZ GİBİ : Turkish Turkish

ince ve güzel vücutlu

FİLİZİ : Turkish Turkish

asma filizinin rengi, açık yeşil renk

FİLİZİ : Turkish Turkish

u renkte olan

FİLİZKIRAN : Turkish Turkish

mayıs ayında ağaçların filizlendiği mevsimde esen bir fırtına

FİLİZLEMEK : Turkish Turkish

itkilerin gereğinden çok olan filizlerini kırmak

FİLİZLENME : Turkish Turkish

filizlenmek eylemi

FİLİZLENME : Turkish Turkish

yumruların üzerinde ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı