English To Turkish
WORK SOMEONE OVER : English Turkish Redhouse
konuşma dili
birini çok dövmek, birinin pestilini çıkarmak.
birini iyice tartaklamak
WORK SOMETHING IN : English Turkish Redhouse
bir şeyi zaten dolu olan programına ilave etmek.
bir şeyi ovarak sürmek
WORK SOMETHING LOOSE : English Turkish Redhouse
ir şeyi yavaş yavaş gevşetmek
WORK SOMETHING OUT : English Turkish Redhouse
ir şeyi (bir yerden) çıkarmak
WORK SOMETHING OUT OF : English Turkish Redhouse
ir şeyi (bir yerden) çıkarmak
WORK UP : English Turkish Redhouse
(ilgi, heves, heyecan v.b.'ni) uyandırmak.
(birinin) duygularını giderek doruğa çıkarmak: She worked the crowd up into a frenzy. Kalabalığı giderek çılgın bir hale getirdi.
hareket ede ede (susamış, acıkmış, terlemiş) bir hale gelmek: You've worked up a sweat. Hareket ede ede terledin. They had worked up an appetite. Hareket ede ede iştahları açılmıştı.
into (bir şeyi) geliştirerek (başka bir şey) yapmak: May-be they can work it up into a book. Belki onu geliştirip kitap haline getirebilirler.
to giderek (bir yere) varmak: The symphony's last movement works up to a magnificent conclusion. Senfoninin son bölümü yavaş yavaş muhteşem bir bitişe dönüşüyor
WORK WONDERS FOR : English Turkish Redhouse
(birine) çok yaramak, çok iyi gelmek
WORK-BRITTLE : English Turkish Redhouse
work-brit.tlewırk'brîtıl sıfat, konuşma dili işine alışıp iyi iş yapar duruma gelmiş (kimse)
WORK-SHY : English Turkish Redhouse
work-shywırk'şay sıfat, konuşma dili çalışmaya pek yanaşmayan, işten kaçan
WORKABLE : English Turkish Redhouse
work.a.blewır'kıbıl sıfat uygulanabilir
WORKADAY : English Turkish Redhouse
work.a.daywırk'ıdey sıfat sıradan, olağan
WORKAHOLIC : English Turkish Redhouse
work.a.hol.icwırkıhô'lîk isim, konuşma dili işkolik
WORKBENCH : English Turkish Redhouse
work.benchwırk'benç isim (üzerinde iş görülen) tezgâh: carpenter's workbench marangoz tezgâhı
WORKBOOK : English Turkish Redhouse
work.bookwırk'bûk isim alıştırma kitabı
WORKDAY : English Turkish Redhouse
work.daywırk'dey isim işgünü
WORKED UP : English Turkish Redhouse
heyecanlı.
kızgın, öfkeli
WORKER : English Turkish Redhouse
work.erwır'kır isim
işçi; emekçi.
konuşma dili çalışkan kimse: She's a real worker! Çok çalışkan biri o
WORKHORSE : English Turkish Redhouse
work.horsewırk'hôrs isim, konuşma dili çok çalışan kimse; ırgat gibi çalışan kimse
WORKHOUSE : English Turkish Redhouse
work.housewırk'haus isim ıslahevi, ıslahhane
WORKING : English Turkish Redhouse
work.ingwır'kîng isim
işleme tarzı.
çoğul kazılar, hafriyat, kazılmış yerler
WORKING AGREEMENT : English Turkish Redhouse
geçici anlaşma
WORKING BREAKFAST : English Turkish Redhouse
iş görüşmesi yapılan kahvaltı
WORKING CAPITAL : English Turkish Redhouse
döner sermaye
WORKING CLASS : English Turkish Redhouse
işçi sınıfı
WORKING DAY : English Turkish Redhouse
işgünü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani