English To Turkish
LIEUTENANT, JUNIOR GRADE : English Turkish Redhouse
denizcilikle ilgili, askeriteğmen
LIEUTENANT, SENIOR GRADE : English Turkish Redhouse
askeriyüzbaşı
LIFE : English Turkish Redhouse
lifelayf isim (lives)
yaşam, hayat, dirim; ömür.
canlılık.
can.
yaşam tarzı
LIFE ASSURANCE : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesihayat sigortası
LIFE BELT : English Turkish Redhouse
cankurtaran kemeri
LIFE BUOY : English Turkish Redhouse
cankurtaran simidi
LIFE EXPECTANCY : English Turkish Redhouse
(istatistiklere göre belirli bir yaşta olan biri için) tahmin edilen yaşam süresi
LIFE IMPRISONMENT : English Turkish Redhouse
ömür boyu hapis cezası
LIFE INSURANCE : English Turkish Redhouse
hayat sigortası
LIFE JACKET : English Turkish Redhouse
cankurtaran yeleği
LIFE LINE : English Turkish Redhouse
cankurtaran halatı.
avuç içinde görülen yaşam çizgisi
LIFE PRESERVER : English Turkish Redhouse
cankurtaran
LIFE SENTENCE : English Turkish Redhouse
ömür boyu hapis cezası
LIFE SPAN : English Turkish Redhouse
ömür
LIFE-SIZE : English Turkish Redhouse
life-sizelayf'sayz sıfat doğal büyüklükte (resim, heykel)
LIFE-SIZED : English Turkish Redhouse
life-sizedlayf'sayzd sıfat doğal büyüklükte (resim, heykel)
LIFEBOAT : English Turkish Redhouse
life.boatlayf'bot isim cankurtaran sandalı
LIFEGUARD : English Turkish Redhouse
life.guardlayf'gard isim (plaqlarda) can kurtaran görevli, cankurtaran
LIFELESS : English Turkish Redhouse
life.lesslayf'lîs sıfat cansız, ölü
LIFELIKE : English Turkish Redhouse
life.likelayf'layk sıfat canlı gibi görünen
LIFELONG : English Turkish Redhouse
life.longlayf'lông sıfat ömür boyu
LIFESAVER : English Turkish Redhouse
life.sav.erlayf'seyvır isim
(plaqlarda) can kurtaran görevli, cankurtaran.
imdada yetişen şey
LIFESTYLE : English Turkish Redhouse
life.stylelayf'stayl isim, konuşma dili yaşam biçimi
LIFETIME : English Turkish Redhouse
life.timelayf'taym isim ömür
LIFT : English Turkish Redhouse
liftlîft fiil
kaldırmak, yükseltmek.
konuşma dili çalmak, yürütmek, aşırmak.
(sis, duman) dağılmak.
(kulakları) dikmek. isim
kaldırma, yükseltme; yükselme.
İngiliz İngilizcesi asansör
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani