Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COMPLAINANT : English Turkish

n. şikâyetçi, davacı

COMPLAINED AGAINST : English Turkish

itiraz etti,
e karşı çıktı,
den memnuniyetsizlik ifade etti

COMPLAINED BITTERLY : English Turkish

için için şikayet etti, kızgın bir biçimde söylendi, yakındı, hata buldu

COMPLAINED TO HIM : English Turkish

ona şikayet eti, ona protesto etti, ona memnuniyetsizlik ifade etti

COMPLAINER : English Turkish

n. şikayetçi, şikayet eden kimse; sızlanan, hoşnutsuz

COMPLAINING : English Turkish

adj. sızlanan

COMPLAINING : English Turkish

n. söylenme, sızlanma

COMPLAININGLY : English Turkish

adv. sızlanarak, mızmızlanarak, memnuniyetsizlik ifade eden şekilde

COMPLAINT : English Turkish

n. şikâyet, sitem, ağlayıp sızlanma, yakınma; suçlama, iftira; dert, rahatsızlık, şikâyet sebebi

COMPLAISANCE : English Turkish

n. tolerans, göz yumma, hoşgörü, lütuf, nezaket

COMPLAISANT : English Turkish

adj. müsamahakâr, hoşgörülü, nazik

COMPLAISANTLY : English Turkish

adv. hoşgörülü bir şekilde, uysal bir şekilde; zarif bir şekilde

COMPLECT : English Turkish

v. complect, birlikte dokumak, birbirine geçirmek

COMPLECTED : English Turkish

adj. complected, birlikte dokunmuş, birbirine geçirilmiş

COMPLEMENT : English Turkish

n. tamamlayıcı, bütünleyici şey, tümleç, tamlık, bütün, tam kadro, bütünler açı

COMPLEMENT : English Turkish

v. tamamlamak

COMPLEMENTAL : English Turkish

adj. tamamlayıcı, tümleyici

COMPLEMENTARILY : English Turkish

adv. tamamlayarak, tamamlayan bir biçimde, mükemmelleştiren bir şekilde

COMPLEMENTARINESS : English Turkish

n. bütünleyicilik, tamamlayıcı nitelik, bir bütün yapabilme

COMPLEMENTARY : English Turkish

adj. tamamlayıcı, tümleyici, bütünler

COMPLEMENTARY ANGLES : English Turkish

n. tümler açılar, toplamları 90 derece olan açılar

COMPLEMENTARY COLORS : English Turkish

tamamlayıcı renkler, renk tekerinde birbirine karşıt olan ana veya ara renkler (açık durumunda: ikisinin karışımı beyaz yapar, boya maddesi durumunda: ikisinin karışımı gri yapar)

COMPLEMENTARY EDUCATION : English Turkish

tamamlayıcı öğrenim, tamamlayıcı eğitim

COMPLEMENTARY GOODS : English Turkish

tamamlayıcı mallar, birine olan talepteki değişikliğin diğerinde de aynı oranda değişiklik getiren mallar

COMPLEMENTARY METAL OXIDE SEMICONDUCTOR : English Turkish

Tümleyici Metal Oksit Yarıiletkeni, bir bilgisayarın konfigürasyonlarının saklı olduğu küçük hafıza parçası (Bilgisayar)