English To Turkish
COMPLIANCY : English Turkish
n. uyma, boyun eğme, uysallık, yumuşak başlılık
COMPLIANT : English Turkish
adj. uysal, itaatkâr, yumuşak başlı
COMPLIANTLY : English Turkish
adv. uysal olarak; yumuşak başlılıkla
COMPLICACY : English Turkish
n. karmaşıklık, güçlük
COMPLICATE : English Turkish
v. zorlaştırmak; içinden çıkılmaz hale getirmek, karıştırmak, güçleştirmek
COMPLICATE MATTERS : English Turkish
işleri karıştırmak, bir konuyu daha karmaşık hale getirmek, bir konuyu karıştırmak
COMPLICATED : English Turkish
adj. karışık, karmaşık, anlaşılması zor; dallı budaklı (Argo), çapraşık, komplike, anlaşılmaz, çetrefilli
COMPLICATED MATTER : English Turkish
n. karışık iş
COMPLICATED TASK : English Turkish
karmaşık görev, karışık vazife, birçok değişik aktivitelerden oluşan görev
COMPLICATEDLY : English Turkish
adv. anlaşılmaz bir şekilde, kompleks ve karmakarışık bir biçimde, zor bir biçimde
COMPLICATEDNESS : English Turkish
n. karmaşıklık, güçlük, karmakarışıklık
COMPLICATION : English Turkish
n. karışıklık, karmaşa, zorluk, komplikasyon; hastalığın başka bir hastalıkla karışması
COMPLICATION OF THE DISEASE : English Turkish
hastalığın komplikasyonu, bir hastalığın ilerlemesinde ortaya çıkan beklenmedik zorluklar
COMPLICATIVE : English Turkish
adj. karmaşıklaşan, karışık, daha karmaşık yapan
COMPLICATOR : English Turkish
n. karmaşık hale getiren kimse veya şey, kafasını karıştıran kimse veya şey, daha karmaşık yapan kimse veya şey
COMPLICE : English Turkish
n. şerik, suç ortağı, yardakçı
COMPLICITY : English Turkish
n. yardakçılık; suç ortaklığı
COMPLICITY TO COMMIT A CRIME : English Turkish
suç işlemek için yapılan suç ortaklığı, kanun ihlali ilerken yapılan işbirliği, gizli anlaşma
COMPLIER : English Turkish
n. boyun eğen kimse, razı olan kişi veya grup
COMPLIMENT : English Turkish
n. kompliman, iltifat, övgü, saygı; hayranlık; iyi dilekler
COMPLIMENT : English Turkish
v. övmek
COMPLIMENTARILY : English Turkish
adv. iltifat ederek, hediye olarak verilen, övgü ve hayranlık ile; nezaketen parasız verilen
COMPLIMENTARY : English Turkish
adj. kompliman türünden, övgü olarak verilen, hayranlık belirten, hediye olarak verilen, parasız, onursal, fahri
COMPLIMENTARY TICKET : English Turkish
ücretsiz bilet, övgü veya hayranlık ifade ederek hediye olarak verilen bilet
COMPLIMENTED HIM : English Turkish
ona iltifat etti, ona hoş bir şey söyledi, onun gururunu okşadı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani