Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
NOZZLE BLOCK : English Turkish military

NOZÜL BLOĞU, NOZÜL BOĞAZI:Bir rüzgar tünelinde hava akımının yön ve hızını düzenleyen dar kısım, boğaz kısmı

NP TREATMENT FACILITY : English Turkish military

NÖROPSİKİYATRİK TEDAVİ MERKEZİ:ABD. de; normal olarak, bir ordu hizmet bölgesinin ileri kısmında kurulan bir sahra ordusu sıhhi tedavi tesisi, bu tesis; tümen, kolordu, ordu birliklerinden ve diğer teşkil ve müesseselerden sevk edilen NÖROPSİKİYATRİK hastalarını tedavi eden esas merkezidir. Çok defa, bütün NÖROPSİKİYATRİK hastaları, ordu bölgelerinden tahliye edilmeden önce, bu merkezlerden birinden geçerler

NTH COUNTRY : English Turkish military

SONUNCU MEMLEKET:Nükleer güce sahip devletler grubuna eklenenleri ifade eden bir terim. Benzerleri arasında nükleer güce sahip olması en yakın olan memleket

NUCINT : English Turkish military

Bak. "nuclear intelligence"

NUCLEAR ACCIDENT : English Turkish military

NÜKLEER KAZA:Nükleer silahların veya ana parçalarının kaybı, tahribi veya ciddi surette hasara uğratması ile ilgili ve can ve mal için fiili veya muhtemel bir tehlike yaratacak planlanmamış bir olay. Bak. "nuclear weapon (s) accident"

NUCLEAR AIRBURST : English Turkish military

HAVADA NÜKLEER İNFİLAK:Bir nükleer silahın havada, ateş topu azami yarı çapından daha büyük yükseklikte infilakı. Bak. "type of burst", "airburst", "surface burst" "nuclear underground burst", "nuclear underwater burst". NUCLEAR, BIOLOGICAL, CHEMICAL AREA OF OBSERVATION:NÜKLEER, BİYOLOJİK, KİMYASAL GÖZETLEME BÖLGESİ:Bir ordu, ordular grubu veya bir müttefik kuvvet sorumluluk bölgesiyle kıyaslanabilecek muhtelif nükleer, biyolojik ve kimyasal gözetleme bölgelerini ihtiva eden bir coğrafik bölge

NUCLEAR BONUS EFFECTS : English Turkish military

NÜKLEER YAN ETKİ:Nükleer patlamadaki belirsizliklerin askeri öneme haiz bir sonucun onlara dayanmasını engellemiş nedeniyle hedeflemede doğru olarak hesaplanmayan dost nükleer silahlardan gelen etkilerin oluşturduğu arzulanabilir hasar ve zayiatlar

NUCLEAR BURST : English Turkish military

NÜKLEER İNFİLAK:Bak. "types of burst"

NUCLEAR BURST REPORT : English Turkish military

NÜKLEER PARALANMA RAPORU:Nükleer infilaklara etkileri hakkındaki bilgilerin gönderilmesi için faydalanılan standart bir rapor formu

NUCLEAR CLOUD : English Turkish military

NÜKLEER BULUT:Bir nükleer silah infilakının meydana getirdiği ateş topu ile birlikte havaya yükselen, nükleer bombanın bizzat kendisine ve çevresine ait sıcak gazlar, duman, toz ve diğer zerre halindeki maddelerin tümünü ifade eden geniş terim

NUCLEAR COLLATERAL DAMAGE : English Turkish military

NÜKLEER TALİ HASAR:Dost nükleer silahlardan kaynaklanan etkileri ile yaratılan arzulanmayan hasar ve zayiatlar

NUCLEAR COLUMN : English Turkish military

NÜKLEER KOL:Su altında patlayan nükleer bir silahtan, patlamada oluşan sıcak, yüksek basınçlı gazların atmosfere verilmesi vasıtasıyla ortaya çıkan su ve serpinti boşluğu. Biraz farklı bir toz kolu bir yer altı patlamasında oluşmaktadır. Bak. "camouflet", "crater"

NUCLEAR COORDINATION : English Turkish military

NÜKLEER KOORDİNASYON:Destek ihtiyaçlarını yerine getirmek amacıyla veya silahların etkisinin başka bir toprağa uzatılması nedeniyle komutanlar arasındaki irtibatın içerildiği, nükleer darbe planlamasında muhtevi bulunan bütün faaliyetleri içine alan geniş anlamlı bir terim

NUCLEAR DAMAGE (LAND WARFARE) : English Turkish military

NÜKLEER HASAR (KARA HARBİ):

NUCLEAR DAMAGE ASSESSMENT : English Turkish military

NÜKLEER HASAR DEĞERLENDİRMESİ:Nükleer taarruzun halk, kuvvetler ve kaynakları üzerindeki hasar derecesinin tespit edilmesi. Bu iş, taarruzun devamı esnasında ve taarruzdan sonra yapılmaktadır. Nükleer hasarın harekat bakımından önemi bu değerlendirmede göz önüne alınmaktadır

NUCLEAR DEFENSE : English Turkish military

NÜKLEER SAVUNMA:Nükleer silahlar veya radyolojik harp maddeleri ile yapılacak bir taarruzun tesirlerine karşı savunma tedbirleri alınması ve bu tedbirlerin uygulanması ile usuller, planlar ve işlemler. Nükleer savunma; hem bu usul, plan ve işlemler üzerinde eğitimi, hem bunların uygulanmasını içine alır. Bak. "radiological defense", " NBC defense"

NUCLEAR DELIVERY MEANS : English Turkish military

NÜKLEER ATIŞ VASITALARI: NUCLEAR DETONATION DETECTION AND REPORTING SYSTEM:NÜKLEER İNFİLAKI TESPİT VE HABER VERME SİSTEMİ:Kritik dost hedef bölgelerinin devamlı gözetlemesini temin etmek, nükleer infilakların yerini, paralanma yüksekliğini, kudretini ve yer sıfırını göstermek üzere kurulmuş bir sistem. Bak. "bomb alarm system"

NUCLEAR DUD : English Turkish military

PATLAMAYAN NÜKLEER BOMBA:Bir nükleer silahın, fırlatıldığı veya bir hedef üzerine yöneltildiğinde nükleer enerjiyi oluşturmak üzere tasarlanan kısmının herhangi bir patlamayı sağlayamadığı zaman aldığı isim

NUCLEAR ENERGY : English Turkish military

NÜKLEER ENERJİ:Bir nükleer fizyon veya nükleer değişim esnasında ortaya çıkan bütün enerji tipleri

NUCLEAR EQUIPOISE : English Turkish military

NÜKLEER DENGE:Bu kelime kullanılmayacaktır. Bak. "nuclear stalemate"

NUCLEAR EXOATMOSPHERIC BURST : English Turkish military

ATMOSFER DIŞI PATLAMA:Duyarlı atmosferin üzerinde (120 km. nin üzeri) atmosferik etkileşimin asgari düzeyde bulunduğu yerde bir nükleer silahın patlaması. Bak. "types of burst"

NUCLEAR FUEL : English Turkish military

NÜKLEER YAKIT:Kontrollü bir nükleer reaksiyonla elde edilen ve bir motorda kullanılabilecek bir çeşit enerji meydana getiren bir yakıt

NUCLEAR INCIDENT (DOD, IADB) : English Turkish military

NÜKLEER OLAY (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):Bir nükleer silah. tesis veya ana parçayı ilgilendiren ve aşağıdaki durumlardan ileri gelen, fakat bir nükleer kaza teşkil etmeyen beklenmedik olay; a. İnfilak veya radyoaktif kirlenme ihtimalinde bir artış, b. Teçhizatın montajı, denenmesi, yüklenmesi veya taşınması sırasında yapılan bir yanlışlık veya teçhizat ve malzemede kurma ve ateşleme dizisindeki parçaların tamamının veya bir kısmının kendiliklerinden faaliyete geçmelerine veya önemli bir kudret değişikliğine ya da merminin infilak etmemesi (kör gitmesi) ihtimaline yol açacak arızalı bir çalışma. c. Silah, tesis veya ana parçaların hasarına sebep olan elverişsiz çevre veya şartlar, önlenmesi insan kudreti üstünde bir afet

NUCLEAR INCIDENT (NATO) : English Turkish military

NÜKLEER OLAY (NATO):Bir nükleer silah tesis veya ana parçayı ilgilendiren, fakat bir nükleer kaza teşkil etmeyen beklenmedik bir olay

NUCLEAR INTELLIGENCE : English Turkish military

NÜKLEER İSTİHBARAT:Radyoaktif kaynaklardan ortaya çıkan radyasyon ve diğer etkilerin toplanması ve analiz edilmesi ile elde edilen istihbarat bilgisi. Aynı zamanda NUCINT olarak anılmaktadır