Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
NUCLEAR LOGISTIC MOVEMENT : English Turkish military

NÜKLEER LOJİSTİK İNTİKAL:Nükleer silahların, ikmal veya bakım faaliyetleri ile ilgili olarak taşınması. Bazı özel durumlarda, bu gibi intikaller için savaş uçaklarından faydalanılabilir

NUCLEAR NATIONS : English Turkish military

NÜKLEER MİLLETLER:Askeri nükleer kuvvetler ve sivil nükleer kuvvetler. Bak. "nuclear power"

NUCLEAR ORDNANCE ITEMS : English Turkish military

NÜKLEER ORDUDONATIM MADDELERİ:Model bakımından nükleer silah programlarına ait komple malzeme, teçhizat, ana parça ve parçalar

NUCLEAR PARITY : English Turkish military

NÜKLEER EŞİTLİK:Düşman kuvvetlerin nükleer taarruz ve savunma sistemlerine, topyekün muharebe hazırlıkları bakımından takriben eşit derecede sahip oldukları belirli andaki bir durum

NUCLEAR POWER : English Turkish military

NÜKLEER GÜÇ:Uygun bir değiştiricisi olmadan bu terim kullanılmayacaktır. Bak. "civil nuclear power", "major nuclear power", "military nuclear power". Ayrıca bakınız: "nuclear nations"

NUCLEAR PROPULSION : English Turkish military

NÜKLEER TAHRİK:Atom enerjisi ile tahrik. Nükleer tahrik, ısı meydana getirmek için nükleer enerjiden faydalanır, sonra, bu ısı mekanik enerjiye çevrilir. Nükleer tahrik, teorik olarak, bir nükleer partiküller akımından faydalanır. Bak. "ion engine"

NUCLEAR RADIATION : English Turkish military

NÜKLEER RADYASYON:Muhtelif nükleer işlemlerdeki atom çekirdeklerinden dışarıya verilen parçacıklar ve elektromanyetik radyasyon. Silahlar bakımından önemli nükleer radyasyonlar alfa ve beta parçacıkları, gama ışınları ve nötronlardır. Bütün nükleer radyasyonlar iyonlaşma radyasyonlarıdır ancak bu ifadenin tersi doğru değildir. Örneğin iyonlaşma radyasyonları içinde geçen X ışınları, atom çekirdeğinden ortaya çıkmadığı için nükleer radyasyon değildir

NUCLEAR REACTOR : English Turkish military

NÜKLEER REAKTÖR:Gerek bilfiil tatbikat, gerek ulaştırma ve geliştirme için ısı veya radyasyon meydana getirmek üzere, özel nükleer malzemenin kendiliğinden faaliyet gösteren zincirleme bir reaksiyon (nükleer parçalanma) halinde kullanıldığı bir tesis

NUCLEAR ROCKET : English Turkish military

NÜKLEER ROKET:Egzoz akımı için gerekli enerjinin nükleer parçalanma veya füzyonla elde edildiği bir roket

NUCLEAR ROUND : English Turkish military

NÜKLEER ATIM:Bir nükleer silah (HARP başlığı kısmı) ile silahı hedefe atmak için lüzumlu füze veya sevk hakkından ibarettir. Bak. " complete round"

NUCLEAR SAFETY LINE : English Turkish military

NÜKLEER EMNİYET HATTI:Mümkünse, belirli topoğrafik arızaları takip edecek şekilde seçilen ve dost kıtalar için koruyucu tedbir seviyelerini, hasar ve tehlike derecelerini tespit etmek; dost silah tesirlerinin uzatılmasına müsaade edilen sınırları belirtmek için faydalanılan bir hat

NUCLEAR SECURITY INSPECTION : English Turkish military

NÜKLEER EMNİYET DENETLEMESİ:

NUCLEAR STALEMATE : English Turkish military

NÜKLEER PATA, NÜKLEER DENGE:Düşman nükleer kuvvetlerindeki bilinen gücün, bu kuvvetlerin kullanılması konusunda karşılıklı caydırıcılık oluşmasına neden olacak bir durum yaratacağı kabul edilen bir kavram

NUCLEAR STRIKE PLAN : English Turkish military

NÜKLEER DARBE PLANI:

NUCLEAR STRIKE WARNING : English Turkish military

NÜKLEER DARBE İKAZI:Yapılması yakın dost veya şüphelenilen düşman nükleer darbeleri ile ilgili bir ikaz

NUCLEAR SUBSURFACE BURST : English Turkish military

SATIH ALTINDA NÜKLEER PARALANMA:Bir nükleer silahın, infilak merkezi arz sathı (toprak veya su) altında bulunan infilak

NUCLEAR SUPPORT : English Turkish military

NÜKLEER DESTEK:Dost hava, kara ve deniz harekatlarının desteklenmesinde düşman kuvvetlerine karşı nükleer silahlarını kullanılması. Ayrıca bakınız: "'immediate nuclear support", "preplanned support"

NUCLEAR SURFACE BURST : English Turkish military

SATIHTA NÜKLEER İNFİLAK:Bir nükleer silahın yer veya su sathında yada satıh üstünde, ateş topu azami yarı çapından daha az bir yükseklikte infilakı. Ayrıca bak. "types of burst", " nuclear airburst" "nuclear underground burst", "nuclear underwater burst"

NUCLEAR TRANSMUTATION : English Turkish military

NÜKLEER DEĞİŞTİRİLME:Belirli bir çekirdeği oluşturanları yapay olarak (nükleer reaksiyon) değiştirmek suretiyle farklı bir çekirdek yapılması

NUCLEAR UNDERGROUND BURST : English Turkish military

YERALTI NÜKLEER İNFİLAK:Bir nükleer silahın infilak merkezi yer sathı altında bir noktada bulunacak şekilde infilakı. Ayrıca bakınız: "type of burst", "nuclear airburst", "nuclear surface burst", "nuclear underwater burst"

NUCLEAR UNDERWATER BURST : English Turkish military

SUALTI NÜKLEER İNFİLAK:Bir nükleer silahın infilak merkezi, su sathı altında bir noktada bulunacak şekilde infilakı. Ayrıca bakınız: "type of burst", "nuclear airburst", "nuclear surface burst", "nuclear underground burst"

NUCLEAR VULNERABILITY ASSESSMENT : English Turkish military

NÜKLEER HASSASİYET DEĞERLENDİRMESİ:Taarruzların halk, kuvvetler ve kaynaklar üzerindeki muhtemel veya beklenilen etkisini, nazari bir nükleer taarruzun etkisini tahmin etmek. Bu kıymetlendirme, esas itibariyle, taarruz öncesi devrede yapılır; mağmafih, taarruz arası veya sonrası devrelere yayılabilir

NUCLEAR WARFARE : English Turkish military

NÜKLEER HARP:Nükleer silahların kullanılmasını içine alan bir harp. Bak. "postattack period", "transattack period"

NUCLEAR WARHEAD : English Turkish military

NÜKLEER HARP BAŞLIĞI:Parçalanabilir veya birleşebilir infilak maddesinden ibaret bir harp başlığı

NUCLEAR WARNING MESSAGE : English Turkish military

NÜKLEER İKAZ MESAJI:Bir nükleer silahın patlatılacağı herhangi bir zamanı eğer söz konusu silahın dost kuvvetler üzerinde etkisi olacaksa, etkilenecek bütün dost kuvvetlere yayınlanması zorunlu olan bir uyarı mesajı