English
FLOORBOARD : English Turkish Redhouse
floor.boardflor'bord isim döşeme tahtası. fiil, konuşma dili (motorlu taşıtın) gaz pedalına sonuna kadar basmak, alabildiğine gazlamak
FLOORING : English Turkish Redhouse
floor.ingisim döşemelik
FLOORWALKER : English Turkish Redhouse
floor.walk.erisim büyük mağazalarda işi idare eden ve müşterilere yardımcı olmak üzere dolaşan görevli
FLOOZY : English Turkish Redhouse
floo.zyflu'zi isim, konuşma dili hayat kadını, fahişe
FLOP : English Turkish Redhouse
flopflap fiil (flopped, flopping)
çırpınmak.
konuşma dili başaramamak.
(bir şeyi) birden sertçe bırakıvermek. isim, konuşma dili başarısızlık, fiyasko
FLOPHOUSE : English Turkish Redhouse
flop.houseisim berduşların kalabileceği yurt; berduşların kaldığı otel
FLOPPY : English Turkish Redhouse
flop.pyflap'i sıfat yumuşak ve kenarları sarkık
FLOPPY DISK : English Turkish Redhouse
ilgisayardisket, esnek disk
FLORA : English Turkish Redhouse
flo.raflor'ı isim (floras/florae) flora, bitey, bitki örtüsü
FLORAL : English Turkish Redhouse
flo.ralflor'ıl sıfat çiçeklere ait
FLORID : English Turkish Redhouse
flor.idflôr'îd sıfat
tumturaklı (yazı); fazla süslü.
kırmızı (yüz, yanak)
FLORIST : English Turkish Redhouse
flo.ristflôr'îst isim çiçekçi, kesme çiçek satılan dükkânı işleten kimse
FLOSS : English Turkish Redhouse
flossflôs isim diş ipliği. fiil (diş aralarını) iplikle temizlemek
FLOSSY : English Turkish Redhouse
flossysıfat, konuşma dili şatafatlı
FLOTATION : English Turkish Redhouse
flo.ta.tionflotey'şın isim
yüzme; yüzdürme.
ticaret (senetleri) ihraç etme
FLOTSAM : English Turkish Redhouse
flot.samflat'sım isim bakınız flotsam and qetsam
FLOTSAM AND JETSAM : English Turkish Redhouse
denizde yüzen veya kıyıya vuran şeyler
FLOUNCE : English Turkish Redhouse
flounceflauns isim fırfır, farbala
FLOUNDER : English Turkish Redhouse
floun.derflaun'dır isim dilbalığı
FLOUR : English Turkish Redhouse
flourflaur, flau'wır isim un
FLOURISH : English Turkish Redhouse
flour.ishflır'îş fiil
gelişmek, büyümek; ilerlemek.
sallamak. isim gösterişli bir hareket
FLOUT : English Turkish Redhouse
floutflaut fiil hor görmek, reddetmek veya itaat etmemek
FLOW : English Turkish Redhouse
flowflo fiil
akmak.
(saç) sarkmak.
(elbise, kumaş) (belirli bir şekilde) dökülmek, düşmek, durmak, oturmak. isim akış
FLOWER : English Turkish Redhouse
flow.erflau'wır isim çiçek. fiil çiçeklenmek, çiçek vermek, çiçek açmak
FLOWER BED : English Turkish Redhouse
çiçek tarhı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani