Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLATTERER : English Turkish Redhouse

flat.ter.erisim pohpohçu

FLATTERY : English Turkish Redhouse

flat.teryisim pohpohlama

FLATTOP : English Turkish Redhouse

flat.topisim alabros saç

FLAUNT : English Turkish Redhouse

flauntflônt fiil göz önüne sermek, sergilemek

FLAUTIST : English Turkish Redhouse

flau.tistflô'tîst isim, müzik flütçü

FLAVOR : English Turkish Redhouse

fla.vorfley'vır isim
(duyum olarak) tat, lezzet.
lezzetli bir tat, çeşni.
çeşit: Their ice cream comes in twenty flavors. Onların dondurmasının yirmi çeşidi var.
(belirli bir) nitelik. fiil (bir yiyeceğe) tat vermek için (bir şey) katmak: She flavored it with vanilla. Tat vermek için ona vanilya kattı

FLAVORFUL : English Turkish Redhouse

fla.vor.fulsıfat lezzetli

FLAVORING : English Turkish Redhouse

fla.vor.ingisim yemeğe tat veren şey, tatlandırıcı

FLAVORLESS : English Turkish Redhouse

fla.vor.lesssıfat tatsız, lezzetsiz, yavan

FLAVOUR : English Turkish Redhouse

fla.vourfley'vır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız flavor

FLAW : English Turkish Redhouse

flawflô isim kusur; (kumaş veya giyside) defo

FLAWED : English Turkish Redhouse

flaw.edsıfat kusurlu; defolu

FLAWLESS : English Turkish Redhouse

flaw.lesssıfat kusursuz; defosuz

FLAX : English Turkish Redhouse

flaxfläks isim, botanik keten

FLAXEN : English Turkish Redhouse

flax.ensıfat sarı, lepiska

FLAXSEED : English Turkish Redhouse

flax.seedfläks'sid isim ketentohumu

FLAY : English Turkish Redhouse

flayfley fiil
(derisini) yüzmek.
fena halde azarlamak, haşlamak

FLEA : English Turkish Redhouse

fleafli isim pire

FLECK : English Turkish Redhouse

fleckflek isim
nokta, benek, leke.
çok ufak parça

FLED : English Turkish Redhouse

fledfled fiil bakınız flee

FLEDGLING : English Turkish Redhouse

fledg.lingflec'lîng isim
tüyleri henüz bitmiş yavru kuş.
acemi çaylak, bir işe yeni başlayan kimse

FLEE : English Turkish Redhouse

fleefli fiil (fled) kaçmak; firar etmek

FLEECE : English Turkish Redhouse

fleeceflis isim
(bir koyunun üstünde biten) yünün tümü.
(bir koyundan kırkılan) yünün tümü. fiil
(koyunu) kırkmak.
konuşma dili (hile ile) soyup soğana çevirmek; kazıklamak

FLEECY : English Turkish Redhouse

flee.cysıfat
uzun tüylü yün kümelerine benzeyen.
uzun tüylü yünle kaplı

FLEET : English Turkish Redhouse

fleetflit isim filo, donanma