English
FLEETING : English Turkish Redhouse
fleet.ingsıfat çabuk geçen, uçup giden; geçici, fani
FLEMING : English Turkish Redhouse
Flem.ingflem'îng isim Flaman
FLEMISH : English Turkish Redhouse
Flem.ishflem'îş isim Flamanca. sıfat
Flaman.
Flamanca
FLESH : English Turkish Redhouse
fleshfleş isim et
FLESH COLOR : English Turkish Redhouse
ten rengi
FLEW : English Turkish Redhouse
flewflu fiil bakınız fly
FLEX : English Turkish Redhouse
flexfleks fiil (kası) bükmek
FLEXIBILITY : English Turkish Redhouse
flex.i.bil.i.tyfleksıbîl'ıti isim esneklik, elastikiyet
FLEXIBLE : English Turkish Redhouse
flex.i.bleflek'sıbıl sıfat esnek, elastiki
FLICK : English Turkish Redhouse
flickflîk isim
çabuk bir sallama hareketi: a flick of the fingers bir fiske. a flick of the wrist çabuk ve kesik bir el sallama.
konuşma dili (sinema salonunda gösterilen) film. fiil çabuk bir sallama hareketinde bulunmak
FLICK ONE'S FINGERS : English Turkish Redhouse
fiske atmak
FLICK ONE'S WRIST : English Turkish Redhouse
çabuk ve kesik bir şekilde elini sallamak
FLICKER : English Turkish Redhouse
flick.erflîk'ır isim
titreşim, titreme.
ufacık bir belirti: He suddenly felt a flicker of hope. Birdenbire ufacık bir umut duydu. fiil
(ışık, gölge) oynamak.
titreyen alevlerle/bir alevle yanmak
FLIER : English Turkish Redhouse
fli.erflay'ır isim
pilot.
el ilanı
FLIGHT : English Turkish Redhouse
flightflayt isim
uçuş, uçma.
kaçış; firar
FLIGHT OF FANCY : English Turkish Redhouse
hayal, hayal kurma
FLIGHT OF STAIRS : English Turkish Redhouse
(bir kattan başka bir kata giden) merdiven.
(bir kattan merdiven sahanlığına kadar giden) merdiven bölümü
FLIGHTY : English Turkish Redhouse
flight.yflay'ti sıfat hercai; havai; kaprisli
FLIMSY : English Turkish Redhouse
flim.syflîm'zi sıfat
dayanıksız; çürük; derme çatma.
uydurma olduğu belli, uyduruk, uydurmasyon
FLINCH : English Turkish Redhouse
flinchflînç fiil (darbe yememek için) (vücudunu, vücudunun bir parçasını) geri veya bir yana çekmek
FLING : English Turkish Redhouse
flingflîng fiil (flung)
fırlatmak, hızla atmak.
(kollarını) savurmak. isim bakınız have a fling have a fling at
FLING BACK OPEN : English Turkish Redhouse
(pencereyi, kapıyı) hızla açmak
FLING ONESELF INTO : English Turkish Redhouse
(bir işe) dört elle sarılmak, balıklama dalmak
FLINT : English Turkish Redhouse
flintflînt isim çakmaktaşı
FLIP : English Turkish Redhouse
flipflîp fiil (flipped, flipping)
fiske atmak.
konuşma dili çıldırmak, keçileri kaçırmak.
konuşma dili over
e hayran olmak. sıfat, konuşma dili saygısız, küstah
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani