English
FLANNELETTE : English Turkish Redhouse
flan.nel.etteisim pazen
FLAP : English Turkish Redhouse
flapfläp isim
(kanat) çırpma, çırpıntı, çırpış.
(yelken, bayrak, v.b.) dalgalanma.
(zarfa ait) kapak.
(kaskette) kulaklık.
(çadıra ait) etek.
(uçağın kanadındaki) kanatçık.
(masaya ait) kanat. fiil (flapped, flapping)
(kuş) (kanatlarını) çırpmak.
(bayrak, yelken, v.b.) (rüzgârda) dalgalanmak
FLARE : English Turkish Redhouse
flarefler fiil
parlamak, alevlenmek.
parlamak, ışık saçmak.
(etekler) kabarmak.
up parlamak, öfkelenmek. isim
askeri aydınlatma cephanesi.
denizcilikle ilgili işaret fişeği
FLASH : English Turkish Redhouse
flashfläş isim
ani bir parıldama.
flaş, kısa fakat önemli bir haber.
fotoğrafçılık flaş aygıtı, flaş.
cep feneri
FLASH FLOOD : English Turkish Redhouse
aniden gelen sel
FLASH IN THE PAN : English Turkish Redhouse
saman alevi gibi bir şey
FLASH THROUGH ONE'S MIND : English Turkish Redhouse
irden aklından geçmek
FLASHBACK : English Turkish Redhouse
flash.backisim geriye dönüş
FLASHBULB : English Turkish Redhouse
flash.bulbisim, fotoğrafçılık flaş ampulü
FLASHGUN : English Turkish Redhouse
flash.gunisim, fotoğrafçılık flaş lambası, flaş
FLASHING : English Turkish Redhouse
flash.ingfläş'îng isim etek, yağmur sularına karşı konulan sac örtü
FLASHLIGHT : English Turkish Redhouse
flash.lightisim el feneri
FLASHY : English Turkish Redhouse
flash.yfläş'i sıfat frapan, göze çarpan
FLASK : English Turkish Redhouse
flaskfläsk isim
cep şişesi; matara.
kimya balon (cam kap)
FLAT : English Turkish Redhouse
flatflät sıfat (flatter, flattest)
düz; yassı.
yavan, tatsız.
müzik bemol.
gazı gitmiş (meşrubat, bira, şampanya)
FLAT BROKE : English Turkish Redhouse
konuşma dilimeteliksiz, züğürt
FLAT ON ONE'S BACK : English Turkish Redhouse
yatalak
FLAT RATE : English Turkish Redhouse
tek fiyat
FLAT TIRE : English Turkish Redhouse
patlak lastik
FLAT-FOOTED : English Turkish Redhouse
flat-foot.edsıfat düztaban
FLATCAR : English Turkish Redhouse
flat.carisim, demiryolu açık yük vagonu
FLATIRON : English Turkish Redhouse
flat.ironisim ütü
FLATNESS : English Turkish Redhouse
flat.nessisim
düzlük; yassılık.
yavanlık, tatsızlık
FLATTEN : English Turkish Redhouse
flat.tenflät'ın fiil yassılaştırmak, yassıltmak, yassılatmak; ezmek
FLATTER : English Turkish Redhouse
flat.terflät'ır fiil pohpohlamak, koltuklamak, samimi olmayan iltifatlarda bulunmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani