English
GET A LUMP IN ONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
çok duygulanmak.
boğazı düğümlenmek
GET A MOVE ON! : English Turkish Redhouse
konuşma diliHaydi!/Çabuk!
GET A RISE OUT OF : English Turkish Redhouse
irinin bamteline basıp çileden çıkarmak
GET A RISE OUT OF SOMEONE : English Turkish Redhouse
konuşma dilidalga geçerek birini kızdırmak
GET A SWELLED HEAD : English Turkish Redhouse
kendini bir şey zannetmek, başı dönmek, şımarmak
GET A WHIFF OF : English Turkish Redhouse
-in kokusunu duymak
GET A WHIPPING : English Turkish Redhouse
dayak yemek
GET A WOMAN INTO TROUBLE : English Turkish Redhouse
ir kadını hamile bırakmak
GET ABOUT : English Turkish Redhouse
(haber, söylenti) yayılmak.
(bir hastalıktan sonra yeniden) çıkıp dolaşmak.
seyahat etmek; gezmek
GET ACROSS : English Turkish Redhouse
anlatmak; açıklamak: He couldn't get his point across. Ne demek istediğini anlatamadı. What he said obviously didn't get across to them. Ne demek istediğini anlamadıkları belli
GET AFTER : English Turkish Redhouse
çıkışmak, paylamak
GET AHEAD : English Turkish Redhouse
konuşma dili başarılı olmak.
of
i geçmek
GET ALONG : English Turkish Redhouse
birbiriyle iyi geçinmek.
idare etmek, yapmak; ile arası
.. olmak: How will he get along over there? Orada nasıl yapacak? He'll get along fine. İyi olacak./Becerir o. How's she getting along in French? Fransızcayla arası nasıl?
(on) (ile) idare etmek, geçinmek.
(saat/zaman) ilerlemek; towards (belirli bir zaman) yaklaşmak; towards (saat) (belirli bir saate) gelmek/yaklaşmak.
yaşlanmak.
with (bir işle) meşgul olmak.
gitmek: We'd better be getting along. Gitmeliyiz
GET ALONG IN YEARS : English Turkish Redhouse
yaşlanmak
GET ALONG ON IN YEARS : English Turkish Redhouse
yaşlanmak
GET ALONG UP IN YEARS : English Turkish Redhouse
yaşlanmak
GET ALONG WITHOUT : English Turkish Redhouse
-siz yapmak/idare etmek: I can get along without them. Onlarsız yapabilirim. Can you get along wthout eight hours of sleep? Sekiz saat uyumadan yapabilir misin?
GET AN ERECTION : English Turkish Redhouse
penisi sertleşmek
GET AN URGE TO : English Turkish Redhouse
(bir şey yapmayı) çok istemek: He suddenly got the urge to make money. Birdenbire içinde para kazanma tutkusu uyandı
GET ANXIOUS : English Turkish Redhouse
endişelenmek, merak etmek, meraklanmak
GET AROUND : English Turkish Redhouse
çok gezmek.
hareket etmek, yürümek.
(haber) yayılmak.
bir yol bulup
den kurtulmak; bir yol bulup (birini) atlatmak
GET AROUND TO : English Turkish Redhouse
konuşma dili
(bir şeyi yapmaya) vakit bulmak/ayırmak; (geciktirilmiş bir işi) yapmak.
(epey bir geciktirmeden sonra) (bir konuyu) ele almak
GET AT : English Turkish Redhouse
e ulaşmak,
e erişmek.
zarar vermek, kötülük etmek.
(bir şeyle) meşgul olmak.
kastetmek, demek istemek; ima etmek
GET AWAY : English Turkish Redhouse
kaçmak.
çıkmak
GET AWAY WITH MURDER : English Turkish Redhouse
konuşma dilibir kötülüğün cezasını çekmemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani