Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GET OFF SOMEONE'S BACK : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini rahat bırakmak, birini azarlamaktan veya eleştirmekten vazgeçmek

GET OFF SOMEONE'S TAIL : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini rahat bırakmak

GET OFF THE GROUND : English Turkish Redhouse

(uçak) havalanmak.
konuşma dili tam anlamıyla başlamak

GET ON : English Turkish Redhouse

(-e) binmek; (-e) çıkmak.
(bir konuya) girmek.
konuşma dili
i azarlamak,
e çıkışmak.
birbiriyle iyi geçinmek.
idare etmek, yapmak; ile arası
.. olmak: How will he get on over there? Orada nasıl yapacak? He'll get on fine. İyi olacak./Becerir o. How's she getting on in French? Fransızcayla arası nasıl?
(zaman) ilerlemek; towards (belirli bir zaman) yaklaşmak; towards (saat) (belirli bir saate) gelmek/yaklaşmak.
yaşlanmak.
with (bir iş) ile meşgul olmak.
gitmek: We'd better be getting on. Gitmeliyiz

GET ON SOMEONE'S GOOD SIDE : English Turkish Redhouse

(birinin) gözüne girmek

GET ON SOMEONE'S NERVES : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirinin sinirine dokunmak

GET ON THE BALL : English Turkish Redhouse

konuşma dilidikkat etmek, dikkatli olmak, uyanık olmak

GET ON THE BANDWAGON : English Turkish Redhouse

konuşma dilibaşkalarının yaptığı bir eyleme katılmak

GET ON THE STICK! : English Turkish Redhouse

Dikkat et!/Aklını başına topla!/Kendine gel!/Uyan!
Çabuk ol!

GET ON THE WRONG SIDE OF SOMEONE : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini kızdırmak

GET ONE'S BACK UP : English Turkish Redhouse

öfkelenmek

GET ONE'S DUCKS IN A ROW : English Turkish Redhouse

konuşma dilihazırlıklarını yapmak

GET ONE'S FEET WET : English Turkish Redhouse

konuşma dilibaşlamak, denemek

GET ONE'S GOAT : English Turkish Redhouse

konuşma dilisinirlendirmek, kızdırmak

GET ONE'S HANDS ON : English Turkish Redhouse

yakalamak, eline geçirmek.
e sahip olmak

GET ONE'S MONEY'S WORTH : English Turkish Redhouse

konuşma diliödenen paranın karşılığında iyi mal almak: You get your money's worth in that store. O dükkânda ödediğin paranın karşılığında iyi mal alırsın

GET ONE'S NUMBER : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirinin ne menem biri olduğunu anlamak

GET ONE'S SECOND WIND : English Turkish Redhouse

(koşucu v.b.) (ilk kez yorulup soluğu kesildikten sonra) soluklanıp tekrar eski formunu kazanmak.
(birinin hızı kesildikten sonra) gayrete gelmek, canlanmak

GET ONE'S WAY : English Turkish Redhouse

istediğini yaptırmak: She always gets her way. Hep onun istediği olur

GET ONE'S WIND UP : English Turkish Redhouse

korkuya kapılmak, korkmak.
sinirlenmek

GET ONE'S WITS ABOUT ONE : English Turkish Redhouse

aklını başına toplamak

GET ONESELF COUTHED UP : English Turkish Redhouse

konuşma dilisüslenip püslenmek

GET ONESELF IN A FIX : English Turkish Redhouse

kendini zor bir duruma sokmak

GET ONTO : English Turkish Redhouse

konuşma dili
(bir işe) bakmak, (bir işi) ele almak, (bir işle) meşgul olmak.
(bir konuya) girmek, (bir konudan) bahsetmeye başlamak.
(biriyle) temasa geçmek.
(bir kurula) seçilmek, seçim yoluyla girmek.
(birinin) suç işlediğini keşfetmek

GET OUT : English Turkish Redhouse

çıkmak.
çıkarmak, yayımlamak