Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BLUE CHIP STOCK : English Turkish

n. güvenilir hisse senedi, güvenilir hisse, güvenilir katılım payı, bir şirketin istikrarlı ve kârlı olduğu düşünülen ve fiyatı da görece yüksek olan katılım payı (Ekonomi)

BLUE COAT : English Turkish

n. mavi ceketli, mavi üniformalı, mavi üniforma içindeki polis memuru

BLUE COLLAR WORKER : English Turkish

eden işçisi, fabrika işçisi

BLUE DEVILS : English Turkish

Mavi Şeytanlar, Duke Üniversitesi'nin (ABD) spor takımlarının adı

BLUE DISEASE : English Turkish

n. mavi hastalık, Rocky Dağları lekeli humması, Riketsiya'nın neden olduğu ve iksodit kenesinin ısırmasıyla yayılan ağır ve bulaşıcı ve yüksek oranda ölümcül bir hastalık (belirtileri şunlardır: kafanın ön ve arka kısmında baş ağrısı, aşırı bel ağrısı, genel rahatsızlık, kısmen yüksek ve sürekli ateşlenme, ikinci günden beşinci güne kadar avuç içinde bileklerde ayak bileklerinde ve ayak tabanlarında ve beşinci günden sonra da vücudun tamamında ortaya çıkan kaşınma ve kızarıklık)

BLUE ENSIGN : English Turkish

n. mavi bandıra, Britanya donanmasının bayrağı

BLUE EYED BOY : English Turkish

n. mavi gözlü erkek çocuğu, gözleri mavi olan erkek çocuk; bir kimsenin veya grubun göz bebeği, birinin gözdesi, birinin gözbebeği (Gayriresmî Britanya Kullanımı)

BLUE EYES : English Turkish

n. mavi gözler, mavi bebek gözleri, mavi çiçekleri olan yıllık bir California bitkisi

BLUE FILM : English Turkish

n. mavi film, porno film, seks filmi, erotik film

BLUE FLAG : English Turkish

n. mavi bayrak, süsen, uzun ve narin yaprakları ve mavi mor çiçekleri olan yaygın bir Kuzey Amerika süseni

BLUE FORCE : English Turkish

mavi kuvvet, birlikte hareket eden askerî kuvvetler için kullanılan terim

BLUE FUNK : English Turkish

sıfır moral, üzgün tuh hali

BLUE HELMET : English Turkish

n. Mavi Miğfer, Birleşmiş Milletler Barış Gücü üyesi

BLUE IN THE FACE : English Turkish

adj. çok kızgın, çok kızdırılmış, çileden çıkarılmış

BLUE JEANS : English Turkish

n. blucin, mavi kot kumaştan yapılan pantolon

BLUE JOKE : English Turkish

n. açık saçık fıkra, müstehcen fıkra

BLUE LAGOON : English Turkish

Mavi Göl, terk edilmiş bir adada birlikte büyüyen bir çift çocuğun anlatıldığı ve Brooke Shields'in rol aldığı bir film

BLUE LASER : English Turkish

mavi lazer, kırmızı bir lazerden daha fazla depolama ve okuma kapasitesine sahip lazer ışını (kompakt disk sürücülerinde ve yazıcılarda kullanılır)

BLUE LAWS : English Turkish

n. gerici yasalar, tutucu yasalar, Pazar günleri ticari faaliyetleri yasaklayan yerel veya devlet kanunları

BLUE MOLD : English Turkish

n. küf, mavi küf, gıdalar (peynir, ekmek vs gibi) üzerinde ortaya çıkan yeşilimsi mavi mantar

BLUE MONDAY : English Turkish

hüzünlü Pazartesi, kasvetli Pazartesi, bunaltan Pazartesi (hafta sonundan sonraki ilk iş günü)

BLUE MOVIE : English Turkish

porno filmi, seks filmi, erotik film, açık film

BLUE NILE : English Turkish

Mavi Nil, Nil nehrinin bir akarsuyu

BLUE NOTE : English Turkish

mavi nota, normalinden daha düşük bir şekilde çalışan veya okunan müzik notası (Müzik)

BLUE PENCIL : English Turkish

v. sansür