Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BLUEPRINT : English Turkish

n. taslak, karalama, plan, prototip

BLUEPRINT : English Turkish

v. tasarlama, dizayn etmek, planlamak, karalamak

BLUEPRINT OF OPERATIONS : English Turkish

çalışma planı, çalışma taslağı

BLUES : English Turkish

n. caz, hüzün, bunalım

BLUES BROTHERS : English Turkish

Cazcı Kardeşler, John Belushi ve Dan Aykroyd'in rol aldıkları 1980 yapımı komedi filmi (John Landis yönetmiştir)

BLUESHIFT : English Turkish

n. yaklaşmakta olan göksel bir cismin yaydığı radyasyon dalgası uzunluğunun Doppler etkisinden dolayı düşmesi

BLUESMAN : English Turkish

n. blues müzisyeni, blues müzikle uğraşan kimse, blues müzik çalan kimse, blues müzik söyleyen kimse

BLUESTOCKING : English Turkish

n. aydın kadın, okumuş kadın, entellektüel kadın

BLUESTONE : English Turkish

n. göztaşı

BLUESY : English Turkish

adj. (Müzik) blues müziği gibi, blues müziği özelliği taşıyan; blues müziği şeklinde bestelenen veya çalışan

BLUET : English Turkish

n. demet şeklinde kökü ile mavimsi veya beyaz çiçekleri olan ve yere yakın yetişen kızılkök familyasından bir bitki; mavi çiçekleri olan pek çok bitkiden herhangi biri

BLUETHROAT : English Turkish

n. mavi gerdan, buğdaycıl bülbül, (Zooloji) kuzey Avrupa ve Asya'ya özgü bülbül familyasından ötücü bir kuş

BLUETIT : English Turkish

n. mavi baştankara, ötücü kuşlar familyasından küçük bir kuş

BLUETONGUE : English Turkish

n. mavi dil hastalığı, sığır ve koyunlarda rastlanan bir hastalık türü

BLUETOOTH : English Turkish

n. çeşitli türdeki iletişim araçları (cep telefonları, çağrı cihazı, el bilgisayarları ve kişisel bilgisayarlar gibi) arasındaki kısa mesafe kablosuz iletişim açık tanımlaması

BLUEY : English Turkish

n. ormanda yaşayan bir kimsenin kişisel eşyalarını koyduğu sarmalanmış battaniye (aslen mavi) (Avustralya)

BLUEY : English Turkish

adj. mavimsi, mavi gibi, maviye çalan

BLUFF : English Turkish

n. blöf, kurusıkı, uçurum, kayalık

BLUFF : English Turkish

v. blöf yapmak, blöfle elde etmek, kurusıkı atmak

BLUFF : English Turkish

adj. sarp, dik, açık sözlü, pervasız, sözünü esirgemeyen, içten, candan

BLUFF IT OUT : English Turkish

v. blöf yaparak kurtulmak

BLUFFER : English Turkish

n. blöfçü

BLUFFLY : English Turkish

adv. dobra dobra, açık açık, açık sözlü bir şekilde, keskin bir dille

BLUFFNESS : English Turkish

n. iyi niyetli samimiyet, içtenlik, hoşnutluk veren içtenlik

BLUFFY : English Turkish

adj. dik bir şekilde inen, yalçın bir şekilde inen; basit ve iyi niyetli, yalın ve iyi huylu