Multilingual Turkish Dictionary English

BLUISH : English Turkish

adj. mavimsi, mavimtırak

BLUM : English Turkish

n. bir soyadı

BLUMBA : English Turkish

n. gerçek olan veya "sahte olmayan" et onayı

BLUMFIELD : English Turkish

n. bir soyadı

BLUMFIELD STADIUM : English Turkish

Blumfield Stadyumu, Yafa'da (İsrail) bir stadyum

BLUNDER : English Turkish

n. pot, gaf, falso

BLUNDER : English Turkish

v. pot kırmak, gaf yapmak, düşünmeden söylemek, tökezlemek, sendelemek, çam devirmek

BLUNDER ABOUT : English Turkish

v. beceriksizlik yapmak

BLUNDER ON : English Turkish

astlamak

BLUNDER OUT : English Turkish

ağzından kaçırmak, yumurtlamak

BLUNDER UPON : English Turkish

tesadüfen bulmak

BLUNDERBUSS : English Turkish

n. alaybozan, karabina, geniş namluluk uzun bir tüfek (artık kullanılmamaktadır)

BLUNDERER : English Turkish

n. pot kıran kimse, çam deviren kimse

BLUNDERHEAD : English Turkish

n. aptal, salak, ahmak kimse

BLUNDERING : English Turkish

adj. gaf yapan, pot kıran, çam deviren

BLUNDERINGLY : English Turkish

adv. acemice, hantal bir şekilde

BLUNGE : English Turkish

v. çamur çırpmak, çamur karmak, toprak ve suyu karıştırmak, kil ve suyu karıştırmak

BLUNGER : English Turkish

n. çamur karma makinesi; çamur karan, çamur karan kimse

BLUNT : English Turkish

v. köreltmek, kesmek (iştah vb)

BLUNT : English Turkish

adj. kör, kör (bıçak), körelmiş, duygusuz, anlayışsız, açık sözlü, patavatsız, lâfını esirgemeyen

BLUNT KNIFE : English Turkish

kör bıçak, kesmeyen bıçak, keskin olmayan bıçak

BLUNT MESSAGE : English Turkish

açık sözlü mesaj, içten mesaj, samimi mesaj, aşikâr mesaj, anlamı açık saçık ortada olan mesaj

BLUNTLY : English Turkish

adv. açık açık, dobra dobra, açıkça

BLUNTNESS : English Turkish

n. körelmişlik, kesmezlik, açık sözlülük, patavatsızlık

BLUNTS : English Turkish

n. kısa dikiş iğnesi