English
BROKE DOWN : English Turkish
çökmüş, parçalanmış; went out of working order, got ruined
BROKE HIS BONES : English Turkish
kemikleri kırık, iskeletinin kırık parçaları
BROKE HIS HEART : English Turkish
kalbini kırmış, onun için üzülmesine neden olmuş, onu hayal kırıklığına uğratmış
BROKE HIS RESISTANCE : English Turkish
direnci kırılmış, muhalefeti zayıflamış
BROKE HIS SPIRIT : English Turkish
morali bozuk, isteği azalmış, azmi kırılmış, azmini kırmış
BROKE HIS TEETH : English Turkish
dişleri kırılmış, dişini kırmış
BROKE INTO SMALL PIECES : English Turkish
küçük parçalara ayrılmış, kopmuş, parçalanmış, ezilmiş
BROKE INTO TEARS : English Turkish
ağlamaya başlama, gözyaşlarına boğulma
BROKE INTO THE CONVERSATION : English Turkish
sözü kesip konuşmaya katılan, bir tartışmaya giren
BROKE NEW GROUND : English Turkish
aşaran, gelişme gösteren, keşifler yapan
BROKE OFF CONTACT : English Turkish
ir ilişkiyi sonlandırma, bağlantıyı kesme
BROKE OFF HIS RELATIONS : English Turkish
insanlarla bütün bağlarını koparma, kendini dünyadan izole etme
BROKE OFF RELATIONS : English Turkish
ir ilişkiyi sonlandırma, bağlantıyı kesme
BROKE OFF THE RELATIONSHIP : English Turkish
ir ilişkiyi sonlandırma, bağlantıyı kesme, arkadaşça bir ilişkiyi durdurma
BROKE THE AGREEMENT : English Turkish
ir anlaşmayı bozma, daha önce anlaşma yapıldığı şekilde hareket etmeme
BROKE THE CURFEW : English Turkish
müsade edilen saatten daha sonra gelme, ayarlanan saate kadar geri dönmeme
BROKE THE ICE : English Turkish
uzları kırma, birbirini tanımayan insanlar arasında oluşan rahatsız edici duyguları geçmişte bırakma
BROKE THE LAW : English Turkish
yasayı çiğneme, yasal bir kurala riayet etmeme
BROKE THE RULES : English Turkish
kurallara uymama, prensipleri çiğneme, kuralları çiğneme (bir oyunun)
BROKE THE SABBATH : English Turkish
Yahudi hamursuz bayramında yapılması yasak olan bir şeyi yapma (ör. çalışma)
BROKE THE SILENCE : English Turkish
sessizliği bozma, konuşmaya başlama, sessiz kalmayı bırakma
BROKE TO THE WIDE : English Turkish
adv. meteliksiz
BROKE WITH TRADITION : English Turkish
ir geleneği bozma, bir geleneği sürdürmeme
BROKEN : English Turkish
adj. kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik
BROKEN DOWN : English Turkish
adj. çökmüş, yıkılmış, bitkin, bozulmuş, bozuk, çökük
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani