Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BURRILL BERNARD CROHN : English Turkish

n. (
1983) bağırsak hastalıklarında uzmanlaşmış ABD'li bir gastroanterolog (Crohn hastalığına adını vermiştir)

BURRILL CROHN : English Turkish

n. Burrill Bernard Crohn (
1983), bağırsak hastalıklarında uzmanlaşmış ABD'li bir gastroanterolog (Crohn hastalığına adını vermiştir)

BURRITO : English Turkish

n. bir dolmanın/dolma içinin etrafına sarılıp kıvrılmış un tottillası (etin, peynirin veya fasulyelerin)

BURRO : English Turkish

n. küçük eşek, sıpa

BURROUGHS : English Turkish

n. bir soyadı; Edgar Rice Burroughs (
1950), ABD'li bir yazar, "Tarzan" eserinin yazarı; William Seward Burroughs (
1898), ilk pratik hesap makinesini 1892 yılında icat eden ABD'li bir yazar; William Seward Burroughs (
1997), uyuşturucu bağımlılarının hayatları hakkında yazmış olan ABD'li bir yazar, mucit William Seward Burroughs'un torunu

BURROW : English Turkish

n. oyuk, in, yuva, barınak, sığınak

BURROW : English Turkish

v. oyuk açmak, tünel kazmak, saklanmak

BURROWER : English Turkish

n. kazıcı, tünelci; küçük tünel kazan kemirgenlerin belirli türleri

BURSA : English Turkish

n. kesecik, bursan, husye, yumurtalık

BURSAL : English Turkish

adj. maddi olanakların, paranın; kamu kaynaklarının

BURSAR : English Turkish

n. muhasebeci (üniv.), sayman [üniv.], burslu öğrenci

BURSARIAL : English Turkish

adj. muhasebeci veya saymanla alakalı, hazinedar/veznedara ait

BURSARY : English Turkish

n. burs, muhasebeci odası (üniv.)

BURSE : English Turkish

n. para çantası, cüzdan; borsa

BURSITIS : English Turkish

n. bursan iltihaplanması, husye iltihabı

BURST : English Turkish

n. patlama, infilak, hamle, ileri atılma, atış, açılma, göz önüne serilme

BURST : English Turkish

v. patlak vermek, patlamak; atılmak, fırlamak; çatlamak, yarılmak; boşanmak (gözyaşı), fışkırmak; infilak etmek, ortaya çıkmak, aniden açmak, had safhaya gelmek

BURST EXTENDED DATA OUTPUT : English Turkish

Seri Genişletilmiş Veri Çıkışı, verilerin bir giriş veya çıkış aygıtına arttırılmış bir devamlılıkla gönderilmesi (ara vermeksizin dört okuma/yazma döngüsü atışıyla)

BURST HIS SIDES : English Turkish

histeri krizine tutulmuş gibi gülme, gürültülü bir şekilde gülme

BURST HIS SIDES WITH LAUGHING : English Turkish

gülmekten patlamış

BURST IN : English Turkish

söyleyivermek, haykırmak

BURST INTO BUD : English Turkish

v. tomurcuklanmak

BURST INTO FLAMES : English Turkish

tutuşan, tutuşmuş, çabucak alev almış

BURST INTO LAUGHTER : English Turkish

gülmekten kırılmak, kahkaha atmak, kahkahaya boğulmak, kahkahayı basmak

BURST INTO SONG : English Turkish

şarkıya başlamak