English
DOUBLE PERSONALITY : English Turkish
n. çift kişilik, çift benlik, çifte benlik, ayrık kişilik, çoklu kişilik, kişiliğin iki veya daha fazla parçaya bölündüğü psikolojik rahatsızlık
DOUBLE PRECISION : English Turkish
çift kesinlik, bir numarayı temsil etmek üzere normalin iki misli miktarda bellek kullanma (Bilgisayar)
DOUBLE QUICK : English Turkish
n. hemencecik, çabucak, hızla
DOUBLE QUICK! : English Turkish
çabucak!, hızlı!, hemen!
DOUBLE ROOM : English Turkish
çift kişilik bir oda
DOUBLE SHARE : English Turkish
çift pay, iki misli hisse
DOUBLE SHARP : English Turkish
çift diyez, (Müzik) bir notadan önce gelerek o notanın iki yarım ses arttırılması gerektiğini gösteren sembol
DOUBLE SIZE : English Turkish
n. çift boyut, iki katı boyut, iki misli büyüklük
DOUBLE SPACE : English Turkish
çift boşluk, çift aralık, kelimeler veya harfler arasında bırakılan iki boşluk; bir metnin satırları arasında bırakılan iki boş satır
DOUBLE SPACED : English Turkish
adj. çift aralıklı
DOUBLE SPEED DRIVE : English Turkish
çift hızlı sürücü, veriyi saniyede 300KB oranıyla okuyan kompakt disk sürücüsü
DOUBLE STANDARD : English Turkish
çifte standart
DOUBLE STAR : English Turkish
n. çifte yıldız, tekmiş gibi görünen iki yıldız
DOUBLE STARS : English Turkish
çift yıldız, iki yıldız, çıplak gözle bakıldığında parlaklıklarından dolayı tek yıldızmış gibi görünen birbirine çok yakın iki yıldız
DOUBLE STOP : English Turkish
sesin iki telde birden çalınması, iki telden aynı anda ses çıkarmak
DOUBLE SUICIDE : English Turkish
n. çifte intihar, iki insanın intiharı
DOUBLE TAKE : English Turkish
geç anlama, jetonu geç düşme
DOUBLE TALK : English Turkish
v. lastikli söz, değişik anlamlara gelebilen söz, kandırmacalı söz, hileli söz
DOUBLE TAXATION : English Turkish
çifte vergilendirme
DOUBLE THINK : English Turkish
n. aynı anda iki zıt şeye inanma
DOUBLE TIME : English Turkish
koşar adım, çifte mesai
DOUBLE TONGUED : English Turkish
çatal dilli, sahtekâr, iki yüzlü, hilekâr
DOUBLE UP : English Turkish
v. ikiye katlamak, iki büklüm etmek, iki büklüm olmak, eğilmek, paylaşmak, ortaklaşa kullanmak
DOUBLE UP ON : English Turkish
v. paylaşmak, bölüşmek
DOUBLE YOLKED EGG : English Turkish
çift sarılı yumurta, iki tane sarısı olan yumurta
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani