Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DOUBLES RUBBER : English Turkish

çiftlerin karar verme oyunları (Spor)

DOUBLET : English Turkish

n. eş, çiftin teki, eşil; eskiden giyilen erkek yeleği

DOUBLETALK : English Turkish

n. laf salatası, yuvarlak konuşma, anlamsız konuşma, gerçekte bir anlamı olmayan konuşma; gerçeği gizlemek amacıyla birden fazla anlam içeren dil

DOUBLETHINK : English Turkish

n. aynı anda iki zıt fikri kabul edebilme becerisi, aynı anda iki karşıt fikre inanma

DOUBLETREE : English Turkish

n. Doubletree, iş seyahati konusunda uzaman olan Amerikan lüks otel zinciri

DOUBLETS : English Turkish

n. çifte gelen zarlar

DOUBLING : English Turkish

n. dublaj, seslendirme, ikiye katlama, duble yapma, hile, dolap

DOUBLOON : English Turkish

n. İspanyol altını

DOUBLURE : English Turkish

n. (Fransızca) kaplama, süsleme, süslemeli kitap kaplaması

DOUBLY : English Turkish

adv. iki misli, ikişerli, çifterli, iki kat olarak

DOUBT : English Turkish

n. şüphe, kuşku, tereddüd, kararsızlık, güvensizlik, endişe

DOUBT : English Turkish

v. kuşkulanmak, şüphesi olmak, kararsız olmak, emin olmamak, güvenmemek, şüphe etmek

DOUBT WHETHER : English Turkish

-dığından şüphe etmek,
dığından kuşku duymak

DOUBTABLE : English Turkish

adj. şüphe edilebilir, kuşku duyulabilir, sorgulanabilir

DOUBTABLY : English Turkish

adv. şüphe ederek, kuşku duyarak, sorgulayarak, emin olmayarak

DOUBTED HIM : English Turkish

ondan şüphe duydu, ondan kuşku duydu, ona inanmadı, ondan emin olmadı

DOUBTER : English Turkish

n. şüpheci kimse

DOUBTFUL : English Turkish

adj. şüpheli, kuşkulu, kararsız, tedirgin, sonucu kuşkulu

DOUBTFUL DEBT PROVISION : English Turkish

ödemesi şüpheli olan borçlardan oluşma (hesap dengesi şirketi)

DOUBTFUL DEBTS : English Turkish

şüpheli alacaklar, şüpheli borçlar, tahsili şüpheli borçlar, bir şirkete borçlu olunan ancak ödemesi şüpheli olan para miktarı (Muhasebe)

DOUBTFULLY : English Turkish

adv. kuşkuyla, şüpheyle, tereddüdle, tedirgin olarak

DOUBTFULNESS : English Turkish

n. şüphelilik, kararsızlık, belirsizlik, tedirginlik

DOUBTING : English Turkish

adj. kuşkulu, şüphe eden, endişeli

DOUBTING THOMAS : English Turkish

şüpheci tip, herşeyden kuşkulanan tip

DOUBTINGLY : English Turkish

adv. şüphe ederek, şüphelenerek, emin olmayarak