English
DOWNLIGHT : English Turkish
n. gömme ışık, toplayıcı tavan ışığı, genelde silindir şeklinde olan ve ışığı doğrudan aşağı doğru yaymak üzere tasarlanmış lamba
DOWNLINE : English Turkish
n. bir çoklu seviyeli pazarlama programının kademe düzeni üyeleri
DOWNLINK : English Turkish
n. uydudan dünyaya bağlantı, sinyalleri bir iletişim uydusundan veya başkaca bir hava ileticisinden yeryüzünde bulunan bir istasyona taşıyan aktarım kanalı
DOWNLOAD : English Turkish
v. indirmek, karşıdan indirmek, yüklemek, karşıdan yüklemek, dosyaları bir modem aracılığıyla uzak bir bilgisayardan kopyalamak
DOWNLOAD : English Turkish
n. indirme, karşıdan indirme, yükleme, karşıdan yükleme, dosyaları bir modem aracılığıyla uzak bir bilgisayardan kopyalama; indirilen öğe, yüklenen öğe
DOWNLOAD FONTS : English Turkish
n. indirilebilen yazım tarzları, yüklenebilen yazı stilleri, halihazırda yazıcının kullanımında olan yazım tarzlarına eklenebilen yazım tarzları
DOWNLOADABILITY : English Turkish
n. indirilebilirlik, indirilebilir olma durumu, yüklenebilirlik, kaydedilebilirlik, bir dosyanın internetten bir kimsenin kişisel bilgisayarına yüklenebilir olması
DOWNLOADABLE : English Turkish
adj. indirilebilir, yüklenebilir, kaydedilebilir, bir dosyanın internetten bir kimsenin kişisel bilgisayarına yüklenebilmesi (Bilgisayar)
DOWNLOADABLE FONT : English Turkish
n. indirilebilir yazım tarzları, yüklenebilir yazı stilleri, halihazırda yazıcının kullanımında olan yazım tarzlarına eklenebilir yazım tarzları
DOWNLOADING : English Turkish
n. indirme, yükleme, kaydetme, dosya transfer etme, dosyaları bir sunucudan kişisel bir bilgisayara kaydetme (Bilgisayar)
DOWNPIPE : English Turkish
n. iniş borusu, boşaltma borusu
DOWNPLAY : English Turkish
v. vurgusuzlaştırmak, vurgusunu azaltmak, önemsizleştirmek, önemini azaltmak, önemsiz gibi göstermek, önemsiz gibi lanse etmek
DOWNPOUR : English Turkish
n. sağanak, şiddetli yağmur
DOWNRANGE : English Turkish
adj. bir fırlatma rampasının hedefinden sapmış (bir roketin izlediği yol ile ilgili)
DOWNRIGHT : English Turkish
adj. düpedüz; kesin, tam; açık; dobra dobra konuğan, dobra dobra konuşan, dürüst
DOWNRIGHT : English Turkish
adv. tamamen, büsbütün, açıkça, dobra dobra
DOWNRIGHT NONSENSE : English Turkish
açık mantıksızlık, tastamam saçmalık, bütünüyle zırva
DOWNRIGHTNESS : English Turkish
n. kesinlik, katiyet
DOWNRIVER : English Turkish
adv. akıntı yönünde, ırmağın aşağısına doğru
DOWNRIVER : English Turkish
adj. akıntı yönündeki
DOWNS : English Turkish
n. ağaçsız tepeler, ağaçsız, tebesirli yayla
DOWNSAMPLE : English Turkish
v. dijital bir imajın çözünürlüğünü düşürmek; örnekleme oranı frekansını düşürerek dijital bir ses dosyasının kalitesini düşürmek
DOWNSAMPLING : English Turkish
n. dijital bir imajın çözünürlüğünü düşürme; örnekleme oranı frekansını düşürerek dijital bir ses dosyasının kalitesini düşürme
DOWNSCALE : English Turkish
adj. düşük gelir grubundaki insanlar için tasarlanmış; orta veya düşük sosyal ve ekonomik sınıfa ait, bu sınıf ile ilgili, bu sınıfa özgü; basit veya ucuz
DOWNSCALE : English Turkish
v. ölçek küçültmek, boyut küçültmek, azaltmak, düşürmek; ucuzlatmak, daha az pahalılaştırmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani