Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DOWNSCALED : English Turkish

adj. ölçeği küçültülmüş, boyutu küçültülmüş, azaltılmış, düşürülmüş; ucuzlatılmış, daha az pahalılaştırılmış

DOWNSCALED BUDGET : English Turkish

daraltılmış bütçe, ölçeği küçültülmüş bütçe, boyutu küçültülmüş bütçe, azaltılmış bütçe, düşürülmüş bütçe

DOWNSHIFT : English Turkish

v. vites küçültmek, aracın vitesini düşürmek; bir şeyin hızını düşürmek, yavaşlamak, yavaşlatmak; çok kazandıran stresli bir işten hayatın diğer (maneviyat sağlık vs'ye önem veren ama para ve varlığa odaklanmayan) alanlarında daha çok avantaj sağlayan bir işe geçiş yaparak yaşam tarzını değiştirmek

DOWNSHIFTING : English Turkish

n. basit yaşam tarzı, sade yaşam tarzı, zenginlik veya paraya odaklanmaya yalın hayat tarzı

DOWNSIDE : English Turkish

n. olumsuz taraf, negatif taraf, dezavantaj, istenmeyen taraf; alt taraf, aşağı taraf; azalma, küçülme, düşüş (borsa bedelleri vs)

DOWNSIDE TREND : English Turkish

düşme eğilimi, azalma trendi, borsa fiyatı endeksinde kademeli düşüş

DOWNSIZE : English Turkish

v. boyutunu küçültmek, küçültmek, azaltmak; daha küçük miktarlarda üretmek

DOWNSIZE : English Turkish

adj. daha küçük versiyon veya boyutlu

DOWNSIZING : English Turkish

n. küçültme, boyutunu indirgeme, boyutlarını küçültme, bir şeyi daha küçük bir ölçeğe indirgeme; masrafları düşürme, giderleri azaltma, bir şirketin finansal istikrarını sağlamak amacıyla giderleri düşürücü önlemler alma (daha küçük miktarda imal etme, çalışan sayısını azaltma vs şeklinde)

DOWNSPOUT : English Turkish

n. iniş borusu, yağmur borusu, yağmur oluğu, suyu çatıdan yeryüzüne yönlendiren boru

DOWNSTAGE : English Turkish

adv. sahne önüne doğru

DOWNSTAIR : English Turkish

adj. daha aşağı bir katta, alt katta

DOWNSTAIRS : English Turkish

adv. aşağıya, alt katta, alt kata, aşağıda, alt kattaki

DOWNSTAIRS : English Turkish

adj. aşağıdaki, alt kattaki, alttaki

DOWNSTAIRS : English Turkish

n. alt kat, aşağı kat

DOWNSTATE : English Turkish

n. güney eyaleti

DOWNSTATE : English Turkish

adv. taşrada, şehir dışında, şehir dışına

DOWNSTREAM : English Turkish

adv. akıntı yönünde, ırmağın aşağısına doğru

DOWNSTREAM : English Turkish

adj. akıntı yönündeki

DOWNSTROKE : English Turkish

n. alt çizgi; piston inişi

DOWNSWING : English Turkish

n. ekonomik darboğaza girme, sıkıntılı dönem

DOWNTHROW : English Turkish

n. atılma, devrilme, yıkılma, bir fay üzerindeki kayaların yatay yüzeyinin ani düşüş veya inişi (Jeoloji)

DOWNTIME : English Turkish

n. aksama süresi, çalışmama süresi, bir işçinin üretim yapmadığı zaman dilimi; arıza süresi, bir bilgisayar veya makinenin bir arıza veya başka bir nedenden dolayı çalışmadığı süre (Bilgisayar, Makineler)

DOWNTOWN : English Turkish

adv. şehir merkezinde, şehir merkezine doğru

DOWNTOWN : English Turkish

adj. şehir merkezindeki, şehrin merkezi ile ilgili