Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DRONE : English Turkish

n. erkek arı; uzaktan kumandalı uçak; vızıltı; pes ses tonu, monoton bir sesle konuşan kimse; tembel, asalak tip

DRONE : English Turkish

v. vızıldamak; monoton bir sesle söylemek; tembellik etmek, haylazlık etmek, başkasının sırtından geçinmek

DRONE AWAY : English Turkish

v. boşa geçirmek

DRONE BEE : English Turkish

n. iğnesiz erkek arı, iğnesi olmayan erkek bal arısı

DRONINGLY : English Turkish

adv. monoton bir şekilde, sıkıcı bir şekilde

DROOL : English Turkish

v. ağzı sulanmak; saçmalamak

DROOL : English Turkish

n. salyası akmak

DROOLY : English Turkish

adj. salyalı bir şekilde, salya ile kaplı bir şekilde, tükürüklü bir şekilde, vıcık vıcık bir şekilde

DROOP : English Turkish

n. sarkma, eğilme; cesaretini kaybetme; ümidi kırılma

DROOP : English Turkish

v. sarkmak, eğilmek, sarkıtmak, eğmek; hali kalmamak, kuvvetten düşmek; ümidini yitirmek; düşmek, solmak

DROOPINESS : English Turkish

n. sarkıklık, düşüklük, düşkünlük; bitkinlik, zayıflık, halsizlik

DROOPING : English Turkish

adj. sarkık, eğik, gevşek, halsiz, bitkin, solgun

DROOPING EARS : English Turkish

n. sarkık kulaklar

DROOPINGLY : English Turkish

adv. sarkık bir şekilde, düşük bir şekilde, düşkün bir şekilde; bitkince, zayıf bir şekilde, halsizce

DROOPY : English Turkish

adj. eğik, sarkık, halsiz; mahzun

DROP : English Turkish

n. damla, az miktar; şeker; düşme, düşüş, iniş, perde (sahne), azalma

DROP : English Turkish

v. düşmek; düşürmek; alçalmak; kesilmek, kesmek; damlamak; bitmek; dalmak; tutulmak; yavrulamak; damlatmak, atmak; söylemek; bırakmak, ilişkisini kesmek; görüşmemek; çıkarmak; söyleyememek (harf); öldürmek

DROP A BOMBSHELL : English Turkish

omba düşürmek, bombalamak, bir şeyin üzerine bomba bırakmak; büyük rahatsızlık vermek

DROP A BRICK : English Turkish

çam devirmek, pot kırmak

DROP A CLANGER : English Turkish

çam devirmek, gaf yapmak, pot kırmak

DROP A CROSS : English Turkish

v. raslayıvermek, karşılaşmak

DROP A CURTSEY : English Turkish

v. reverans yapmak

DROP A CURTSY : English Turkish

everans yapmak

DROP A DIME : English Turkish

ankesörlü telefondan telefon açmak; bir kimseyi ele vermek, bir kimseyi gammazlamak, birini ihbar etmek, birini polise ihbar etmek, bir suçu polise bildirmek

DROP A HABIT : English Turkish

v. alışkanlıktan vazgeçmek