Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DROPLIKE : English Turkish

adj. damlamsı, damla benzeri, damlayan benzer

DROPOUT : English Turkish

n. topluma ters düşerek ayrı duran kimse, öğrenimini tamamlamayan kimse

DROPOUT PERCENTAGE : English Turkish

okul terk oranı, okulu bırakma oranı, eğitimini tamamlamadan okulu bırakan insanların oranı

DROPPED BY : English Turkish

kısaca uğradı, kısa bir süreliğine ziyaret etti, ayaküstü uğradı

DROPPED NAMES : English Turkish

konuşması arasında ünlü insanların isimlerini kendi arkadaşlarıymış gibi zikretti

DROPPED OUT OF SCHOOL : English Turkish

okulu bıraktı, eğitimini bıraktı, artık okula gitmedi

DROPPED OUT OF THE CONTEST : English Turkish

yarışmadan çekildi, yarışmayı bıraktı, yarışmaya katılmama kararı aldı

DROPPED OUT OF THE COURSE : English Turkish

kursu bıraktı, kursa devam etmedi, kurstan ayrıldı

DROPPED THE BAR : English Turkish

çubuğa düşürdü, engeli düşürdü, yeterince yüksekten atlayamadı ve çubuğu düşürdü (yüksek atlamada)

DROPPER : English Turkish

n. damlalık

DROPPING : English Turkish

n. damlatma, düşürme

DROPPING A BRICK : English Turkish

n. pot kırma

DROPPING OUT : English Turkish

okulu bırakma, eğitimini bırakma, artık okula gitmeme; yarışmayı bitirmeden bırakma, yarışmanın sonuna gelmeden terk etme

DROPPING TO ZERO : English Turkish

sıfıra düşme, sıfıra doğru inme

DROPPING ZONE : English Turkish

iniş alanı, düşme alanı, indirme bölgesi, paraşütçülerin uçaktan yere atladıkları alan

DROPPINGS : English Turkish

n. damlayan şeyler, gübre

DROPS : English Turkish

n. damla

DROPSICAL : English Turkish

adj. su toplanması ile ilgili, ödemli

DROPSY : English Turkish

n. su toplanması, ödem

DROPTANK : English Turkish

n. içindeki kullanıldıktan sonra atılması gereken konteynır

DROSHKY : English Turkish

n. atlar tarafından çekilen ve üzeri açık dört tekerlekli bir araba (geçmişte çoğunlukla Rusya ve Polonya'da kullanıldı)

DROSKY : English Turkish

n. atlar tarafından çekilen ve üzeri açık dört tekerlekli bir araba (geçmişte çoğunlukla Rusya ve Polonya'da kullanıldı)

DROSOMETER : English Turkish

n. drozometre, belirli bir yüzey üzerindeki çiylenmeyi ölçen alet

DROSOPHILA : English Turkish

n. drozofila, meyve sineği (genellikle genetik deneylerde kullanılır)

DROSS : English Turkish

n. cüruf, süprüntü, artık