Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DROWNAGE : English Turkish

n. boğulma

DROWNED : English Turkish

adj. su veya başka türlü bir sıvıya batmış

DROWNED HIS SORROW : English Turkish

acısını unutmak veya azaltmak için alkol aldı

DROWNED IN TEARS : English Turkish

gözyaşlarına boğulmuş, iki gözü iki çeşme

DROWNER : English Turkish

n. boğulmuş kimse, suya batmış olan

DROWNING : English Turkish

adj. boğulma, batma, sıvıya dalma; taşma; başından aşma

DROWSE : English Turkish

v. uyuklamak, ayakta uyumak, uyku getirmek, uyutmak, pineklemek

DROWSE AWAY : English Turkish

v. pinekleyerek geçirmek

DROWSE OFF : English Turkish

v. uyuklamak, dalmak

DROWSILY : English Turkish

adv. uykulu bir şekilde, uyuşuk bir şekilde

DROWSINESS : English Turkish

n. uykulu olma, uyuşukluk, ayakta uyuma

DROWSY : English Turkish

adj. uykulu, ayakta uyuyan, uyku bastırmış, uyuşuk, uyutucu, mıymıntı

DRUB : English Turkish

v. dövmek, dayak atmak; yenilgiye uğratmak

DRUB SMTH. INTO SMB : English Turkish

v. zorla kabul ettirmek

DRUBBER : English Turkish

n. dayak atan kimse, vuran kimse

DRUBBING : English Turkish

n. dayak, sopa, yenilgi

DRUDGE : English Turkish

v. köle gibi çalışmak, ağır iş yapmak

DRUDGE : English Turkish

n. ağır işte çalışan kimse, köle, ağır iş

DRUDGE AWAY : English Turkish

ağır iş yapmak, istemediği bir işi yapmak, köle gibi çalışmak

DRUDGER : English Turkish

n. ağır iş yapan kimse, istemediği bir iş yaptırılan kimse, köle gibi çalıştırılan kimse; taraklama kutusu, et taraklamak için kullanılan kutu

DRUDGERY : English Turkish

n. ağır iş, angarya

DRUDGING : English Turkish

adj. ağır, yorucu, zahmetli

DRUDGINGLY : English Turkish

adv. ağır bir şekilde, zahmetlice, büyük güçlükle; özenle, büyük dikkatle

DRUG : English Turkish

n. ilaç; uyuşturucu madde, uyuşturucu; narkotik

DRUG : English Turkish

v. ilaç vermek, ilaçla uyutmak; uyuşturucu vermek, uyuşturmak